Okul Fıkraları

Okullar elbette ki ilim yuvalarıdır fakat kim demiş ilim içinde espri olmaz diye. Esasında okul fıkralarını besleyen en önemli konuların "Cehalet ve Tembellik" olduğunu da kabul etmek gerekir.

Renkli kişiliği ve düşük not vermesi ile öğrencileri arasında özel bir üne sahip olan felsefe öğretmeni sınav yapıyordu. Öğrenciler sınav sorularını yazmak için hazır bekliyordu. Felsefe öğretmeni birden sandalyesini kapıp masanın üzerine koydu. Sonra devam etti:

- Arkadaşlar işte sınav sorunuz: Bu sandalyenin burada olmadığını kanıtlayınız.

Oy ver:
loading
4.5(11 oy)

Üniversite son sınıf öğrencisi yazılı sınavından kalınca doğru hocasına gider:

- Siz sınıfta bırakarak hayata atılmamı önlüyor ve beni cezalandırıyorsunuz. İşin bu yanını hiç düşündünüz mü?

- Tabii düşündüm. Hocanın görevi bilgiyi ölçmek, yeterli olmayanı sınıfta bırakmak değil mi?

- İyi. O zaman size bir teklifim var. Bir soru da ben size soracağım. Doğru cevabı verirseniz, ben kötü notumu kabul edip sınavdan kalacağım. Bilemezseniz, notumu düzeltecek ve sınavı geçmemi sağlayacaksınız.

Hocanın kendine güveni tamdır, teklifi kabul eder. Ve öğrenci sorar:

Oy ver:
loading
3.5(10 oy)

Biyoloji dersinden yapılacak sınav için sınıftaki herkes acayip çalışmış; notlar, fotokopiler havada uçuşmuş. Daha sonra sınavın yapılacağı gün gitmişler bir de bakmışlar, ortada kağıt kalem yok sadece sıra sıra mikroskoplar. Hocada başlarında bekliyorken, demiş ki:

- Bu mikroskoplarda lam'da bir böceğin bacağı var, sınavınız bacağından böceği tanımak!

Tabii hemen itirazlar... Ama fayda etmemiş. Hocanın dediği dedik. Öğrenciler mikroskopların başına geçmiş. Ama bir şey yapamıyorlar. En sonunda biri dayanamamış, kapıyı çarpıp çıkmış. Hoca arkasından seslenmiş:

Oy ver:
loading
3.5(9 oy)

Okula yeni gelen öğretmen ilk dersinde öğrencilere ilginç bir çağrıda bulunmuş:

- Kendini geri zekalı hisseden varsa ayağa kalksın...

Sınıfta çıt yok. Nihayet biri kalkmış:

- Sen kendini geri zekali mı hissediyorsun? diye sormuş öğretmen.

- Hayır! demiş çocuk. Ama sizin tek başına ayakta kalmanıza gönlüm razı olmadı!!!

Oy ver:
loading
5(12 oy)

İlkokulda, matematik dersinde ögretmen üçgenin alanını, çocuklara şu şekilde öğretmiş:

- Bir üçkenarlının alanı; yatayımı ile dikleşiminin vuruşumunun, ikiye bölümüdür!

Çocuk bunu güzelce ezberlemiş. Akşam babası evde sormuş:

- Bugün okulda ne öğrendiniz?

- Matematik dersinde, bir üçkenarlının alanını ögrendik babacığım.

- Ya öyle mi, peki nasıl öğrendiniz?

- Bir üçkenarlının alanı; yatayımı ile dikleşiminin vuruşumunun, ikiye bölümüdür!

Oy ver:
loading
3(22 oy)

Sayfalar