Asker Fıkraları

Askerlikteki disiplin ve rütbeler arası hiyerarşi asker fıkralarının ana malzeme kaynağıdır. Asker fıkralarının ana karakteri de hiyerarşinin en alt kademesi olan "er" rütbesidir. Asker fıkraları bazen de tarihi olayları konu edinir.

İki çavuş iddaya girer hangimizin eri daha salak diye. İlk çavuş erini çağırır ve der ki:

- Oğlum al şu 10 milyonu git bana bir araba al.

Er:

- Başüstüne çavuşum, der gider.

ikinci çavuş çağırır erini:

- Oğlum git bak bakayım; ben evdemiyim, der.

Er:

- Başüstüne çavuşum, der çıkar.

Bu iki salak er, çarşıda karşılaşırlar erlerden biri:

- Yahu bende bir çavuş var, o kadar salak ki bana para verdi git bana araba al diye... Lan keriz bugün pazar arabayı nerden bulayım?

Diğer er:

Oy ver:
loading
4.5(2 oy)

Uçakta kapı açılmış, acemi erler teker teker paraşütle aşağı atlıyorlardı. Erlerden biri sırası geldiginde komutanına dönerek: "Komutanım dün gece rahmetli annem rüyama girdi. Oğlum o paraşütle atlama açılmayacak, dedi." diye anlatmış. Komutan: "Korkma oğlum, rüyalarda her gördüğüne de inanma." demiş fakat askeri sakinleştirememiş. Komutan bakmış olmayacak, askere dönmüş:

- Ver paraşütünü bana, sen de benimkini al, demiş.

Oy ver:
loading
4.5(4 oy)

Çoğunluğunu lazların teşkil ettiği komando bölüğü 10 gündür ormanda, çamurda, aç susuz, pislik içinde eğitim yapmaktadır. 11.nci gün komutan çavuş; Dursun'u çağırır: "Çavuş,10 gündür bölük gayet iyi bir performans gösterdi biz de onları ödüllendirelim, bugün çamaşır değiştirebilirler artık...". Dursun: "Başüstüne Komutanı!". Dursun Çavuş, bir heves koşarak bölüğü toplar: "Sizlere çok sevineceğiniz bir haber getirdim. Komutan izin verdi. Bugün erat çamaşır değistirecek, sıraya geçin... Değiştirin... Temel sen İdris'le... İsmail sen Kemal'la... Sadık sen Cemal'la...

Oy ver:
loading
4(2 oy)

Komutan ve iki asker bölük kademesinden bölüğe gidiyorlardı.

Askerlerden biri: - Hapşuuu!!!

Komutan: - Çok yaşa.

Hapşuran Asker: - Emredersiniz komutanım!!!

Oy ver:
loading
4(8 oy)

Yıllar önce İngiltere'de erler şemsiye kullanmazmış. Şemsiye taşıma hakkı sadece subaylara tanınıyormuş. O yıllarda bir gün genç teğmenlerden biri, koltuğunun altında bir şemsiye ile hızlı hızlı yürüyen eri görünce, beyninden vurulmuşa dönmüş. Eri çağırarak:

- Bu ne küstahlık, demiş.

Ve şemsiyeyi aldığı gibi dizinde iki parça etmiş.

- Bu sana bir ders olsun, bir daha böyle küstahlıklar yapma!

Neye uğradığını anlamayan er: "Başüstüne!" diyerek selamı çakmış ve şöyle sormuş:

Oy ver:
loading
4.5(2 oy)

Sayfalar