asker

Yaşlı bir yüzbaşının bir gün azacağı tutmuş, gitmiş yakın bir geneleve, kadın sipariş etmiş. Getirmiş karargaha. Boş bir odada işi götürürken elektrikler kesilmiş. Yüzbaşı da iyi görmeyince çağırmış bir eri ve olay sırasında feneri tutmasını istemiş. Er feneri tutarken yüzbaşı da işe devam ediyormuş ama kadında ses seda yok. Yüzbaşı bozulmuş. Merak etmiş acaba suç bende mi diye. Ere demiş "Biraz da sen geç bakayım ben tutayım feneri...". Er başlamış olaya, kadın nasıl bağırıyor. Yüzbaşı durumu görmüş erin ensesine bir tokat vurmuş:

- Bak… demiş. Bak, fener böyle tutulur işte!...

Oy ver:
loading
4(12 oy)

Hoca, Timur Han'ın askerlerinin yanından geçerken; askerlerin nişancı komutanı tarafından çağırılır.

- Hocam şu ağaca yaslanın da askerlerimin hünerlerini size göstereyim!

Askerlere emir verir:

- Rahat... Hazır ol... Ateş!..

Hoca'nın kavuğuna tam 10 ok gelmiş kavuk delik deşik olmuştur. Komutan:

- Hocam askerlere söyleyeyim de size yeni bir kavuk getirsinler.

- Komutanım söyleyin bir adet de şalvar getirsinler.

- Hocam biz sizin şalvarınıza bir şey yapmadık ki, ne oldu? Hayırdır?

Oy ver:
loading
4.5(14 oy)

Manevra varmış. Mehmet elde tüfek yerde yatıyormuş. Komutan gelip sormuş:

- Düşman karşıdan gelirse ne yaparsın?

Mehmet: - Vururum komutanım!

Komutan: - Düşman arkadan gelirse ne yaparsın?

Mehmet: - Vururum komutanım!

Komutan: - Düşman sağdan gelirse ne yaparsın?

Mehmet: - Vururum komutanım!

Komutan: - Düşman soldan gelirse ne yaparsın?

Mehmet: - Vururum komutanım!

Komutan: - Ya düşman tepeden gelirse ne yaparsın?

Mehmet: - Bu memleketin tek askeri ben miyim, komutanım?

Oy ver:
loading
5(1 oy)

Bir generalimiz, başka bir ülkeden gelen konuk generale; Türk askerinin vatana bağlılıklarını ve emre itaatkarlıklarını göstermek istemiş. Üç astsubayının eşleriyle birlikte yanına gelmelerini emretmiş. Astsubayların eşlerini ayrı ayrı üç odaya, astsubayları da dışarıya aldırmış. İlk astsubayı generalin emriyle çağırıp, eline bir kurusıkı tabanca tutuşturmular. Generalimiz "Evladım karın şu odada. Odaya gir ve elindeki tabancayla onu öldür."

Oy ver:
loading
3.5(3 oy)

Albay, binbaşıya:

- Yarın güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir şey değildir. Erleri talim elbiseleri ile talim meydanına getirin de olayı görsünler. Ben de orada bulunup kendilerine gerekli bilgiyi vereceğim. Şayet yağmur yağarsa, bir şey göremeyiz. O zaman erleri, üstü kapalı talimgaha götürürsün.

Binbaşı, yüzbaşıya:

- Albayın emri ile yarın sabah saat dokuzda güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir olay değildir. Şayet hava kapalı olursa bir şey görülemeyecektir. Bu durumda tutulma, kapalı talimgahta gerekli talim elbisesiyle yapılacaktır.

Oy ver:
loading
2.5(8 oy)

Sayfalar