karı

Evliliklerinin üstünden henüz bir ay geçmiştir. Mutlu koca, genç ve güzel karısına sarılır:

- İlk aşk ne kadar tatlı, ne heyecanlı değil mi sevgilim?

Kadın:

- Evet sevgilim! Ama seni tanıdığıma da memnunum!!!

Oy ver:
loading
2.5(3 oy)

Akşam geç saatte eve gelen Hoca pencerede bir karaltı görür. Hanımına sus işareti yaparak tüfeğini doğrulttuğu gibi ateşler. Eve girerler, bir de bakarlar ki ateş ettikleri Hocanın cüppesi... Hoca:

- Hanım ucuz kurtulduk! Ya içinde ben olsaydım!...

Oy ver:
loading
4(30 oy)

Hoca'nın canı et yemeği istemiş bir gün. Kasaptan iki kilo et alıp evine götürmüş. "Akşama güzelce pişir bunları" demiş hanımına. Ne var ki o gün eve hanımı misafirleri gelmiş. Kadıncağız eti pişirip onlara ikram etmiş. Akşam da bir tarhana çorbası çıkarmış. Hoca'nın önüne. "Et nerede?" demiş Hoca. Kadın doğruyu söyleyeceğine bir yalan kıvırmış.

- Eti kedi yedi, demiş.

- Getir şu kediyi bakalım demiş Hoca. Sonra teraziyi çıkartıp kediyi tartmış.

Bakmışlar ki tam iki kilo geliyor. Hoca hanımına sormuş:

Oy ver:
loading
4(24 oy)

Bir gece Bektaşi karısı ile konuşurken şöyle demiş:

- Yarın hava yağmurlu olursa oduna, açık olursa tarlaya gideceğim.

Karısı çıkışmış:

- Efendi inşallah de!

Bektaşi hiddetlenmiş:

- Niçin inşallah diyeyim hatun? İki işten biri mutlaka olacak, ya o, ya bu!

Ertesi gün hava yağmurlu olduğu için; Bektaşi, ormana gitmek üzere sabahleyin erkenden evden çıkmış. Biraz gittikten sonra yolda bir sipahiye rast gelmiş. Atın üzerindeki sipahi seslenmiş Bektaşi'ye:

- Bana bak baba! Filan köye nerden gidilir?

Oy ver:
loading
3.5(6 oy)

Hoca Nasreddin ölüm döşeğindeymiş. Karısını çağırmış:

- Hanım en güzel elbiselerini giy, iyice kokular sürün, tak takıştır yanıma gel otur.

- Ayol hoca delirdin mi sen. Bu durumdayken ben nasıl süslenirim?

- İyi ya azrail gelince belki beğenip, benim yerime seni götürür!...

Oy ver:
loading
4(36 oy)

Sayfalar