kurnazlık

Doksanlı yaşlara yaklaşmış iki yaşlı kadın sohbet ediyorlarmış.

- Benimki bu sıralarda kötü bir alışkanlık edindi. Tırnaklarını yemeye başladı. Ne yaptıysam vazgeçiremedim. Sinirlerimi bozuyor.

- Haklısın benimki de bir ara başladı ama uyguladığım tedbirlerle tırnak yemesini engelledim.

- Çok iyi! ne yaptıysan bana da öğret lütfen.

- Kolay dişlerini sakladım...

Oy ver:
loading
4.5(3 oy)

Adam kafayı çekmiş, sokağın ortasında, nara atıp duruyor. Arada bir de hükümete ağza alınmayacak küfürler savuruyor. Tabii polis hemen yetişiyor ve bizimki; kendini karakolda komiserin karşısında buluyor. Komiser, adama sinirli sinirli kafasını sallayarak:

- Sen... diyor. Kimsin be, a kaz kafalı, a hayvan? Sen nasıl küfür edersin hükümete, a sersem?

Adamcağız, aklı başına gelmis, durumun farkına varmış, hemen:

- Komiserim... diyor. Ben vallahi Arjantin hükümetine küfür ettim!

Komiser, hırsla yerinden fırlayıp, haykırıyor:

Oy ver:
loading
3.5(3 oy)

Abraham Libemovitz sınıfındaki tek yahudi öğrenciydi. Ne iyi ki yaşadığı şehir nezih bir yerdi ve ırkçılık gibi sorunlar yoktu. Bir gün sınıfta öğretmen şöyle bir soru sordu:

- Evet çocuklar, dünyada gelmiş geçmiş en büyük insan kimdir? Bilene 20 dolar vereceğim.

Bütün çocuklar tahmin etmeye başladı. Biri: "George Washington! Çünkü ulusumuzun babasıdır!" dedi. Başka biri "Abraham Lincoln! Çünkü köleliği kaldırdı!". Bir diğeri: "Jean Dark! Fransa'yı kurtardı!" Fakat öğretmen bu cevapları kabul etmedi. Bu sırada Abraham parmak kaldırdı. Öğretmen:

Oy ver:
loading
4.5(8 oy)

Fatih Sultan Mehmet, çarşıyı teftiş ederken yanına sokulan dilenciye bir altın vermiş. Dilenci parayı alınca:

- Aman Sultanım, demiş. Koskoca bir padişah, kardeşine bu kadar mı para verir?

Fatih Sultan Mehmet, nereden kardeş olduklarını sorunca... Dilenci:

- İkimiz de Hz. Adem'in soyundan değil miyiz? demiş.

Fatih Sultan Mehmet:

- Bu keşfini sakın başkasına söyleme... Diğer kardeşlerimiz de pay isterse, senin payına bu bir altın da düşmez!...

Oy ver:
loading
3.5(10 oy)

Renkli kişiliği ve düşük not vermesi ile öğrencileri arasında özel bir üne sahip olan felsefe öğretmeni sınav yapıyordu. Öğrenciler sınav sorularını yazmak için hazır bekliyordu. Felsefe öğretmeni birden sandalyesini kapıp masanın üzerine koydu. Sonra devam etti:

- Arkadaşlar işte sınav sorunuz: Bu sandalyenin burada olmadığını kanıtlayınız.

Oy ver:
loading
4.5(11 oy)

Sayfalar