Fıkralar

Fıkra; çeşitli ortamlarda, gülme-güldürme amaçlı anlatılan, kısa hikalerdir.

Çok değerli olan kütüphanesini millete vakfeden Koca Ragıp Paşa, onların bakımı  için tanıdıklarından birini memur tayin eder. Bir gün ansızın kütüphanesini ziyarete giden Paşa, etrafı ve kitapları toz, toprak içinde bulunca canı çok sıkılır ve belli etmemeye çalışarak:

- Seni tebrik ederim yavrum, der. Gerçekten de gerçekten de emniyetli bir adammışsın. Teslim edilen şeylere hiç el sürmemişsin, âferin!

Oy ver:
loading
3.5(10 oy)

Albay askerlerin sigara içmelerine engel olmak için kantinin duvarına bir yazı astırmış. Yazıda: "Sigara öldürür" diye yazıyormuş. Ertesi gün oradan geçen albay yazının altındaki cevabı görmüş: "Türk askeri ölümden korkmaz!..."

Oy ver:
loading
3(4 oy)

Bir gün Nasreddin Hoca eve doğru yürüyormuş, bir arkadaşı arkadan seslenmiş:

- Aman hoca gördün mü biraz önce geçen helva kazanı ağzına kadar doluydu.

Hoca istifini bozmadan

- Bana ne? demiş.

Arkadaşı:

- Ama hoca helva kazanı sizin eve gidiyordu, buna ne dersin? demiş.

Hoca yine istifini bozmadan:

- O zaman sana ne? demiş.

Oy ver:
loading
4(14 oy)

Hocanın bir gün subaşıya işi düşer. Adam haraç ve rüşvet yiyen birisidir. Hoca fakir, ne yapsın. Bir çömleğe toprak doldurur ve üstüne bal sıvar. Gitmiş işini görmüş, ilamını almış. Ertesi gün kapısında bir adam bitmiş:

- Hoca demiş, subaşı ilamda bir kusur etmiş. Geri istiyor...

Hoca yutar mı:

- Kusura bakmasın evlat, demiş. Kusur ilamda değil çömlekteydi!...

Oy ver:
loading
3.5(22 oy)

Küçük çocuk okulun ilk günü sonunda eve döner. Annesi sorar:

- Bugün ne öğrendiniz?

Çocuk cevaplar:

- Yeterince öğrenemedim, yarın tekrar gitmem gerekecek...

Oy ver:
loading
3.5(18 oy)

Sayfalar