asker

Askeri birlikte teftiş için hazırlık yapılıyormuş. Bu arada bütün erlere birer diş fırçası dağıtılmış. Er Mehmet de fırçayı göğüs cebine yerleştirmiş. Kıtayı denetleyen komutan sıra Mehmet'e gelince, cebindeki fırçayı göstererek sormuş:

- Bu ne bu?...

- Teftiş fırçası komutanım!...

Oy ver:
loading
1.5(3 oy)

Güney Amerikalı bir subayla bir er konuşuyorlar:

- Savaşta bir düşmana rastlarsan ne yaparsın?

- Vururum!

- Doğru, peki bir düşman bölüğüne rastlarsan ne yaparsın?

- Vururum!

- Olmadı... Koşup karargaha haber verirsin! Peki savaş meydanında bir inek görürsen ne yaparsın?

- Vururum!

- Olmadı... Koşup karargaha haber veririm!

- Yine olmadı... Boynuzlarından tutup karargaha sürüklersin. Peki beni görürsen ne yapacaksın, söyle...

- Vururum!

- Olur mu canım! Ben senin komutanınım.

Oy ver:
loading
1(1 oy)

İngiliz generali, çok genç bir subay olan oğlunu yanında yaver olarak almıştı. General oğlunu, yaşlı bir albaya emrini iletmesi için görevlendirildi. Genç subay, albayın yanına gittiğinde, biraz da acemilikle...

- Babam birliğinizi şu karşıki tepenin yamaçlarına çekmenizi söylüyor, efendim!

Oldukça şaşıran albay:

- Demek öyle söylüyor! Peki anneniz ne diyor?!...

Oy ver:
loading
1(1 oy)

Mehmet askere gitmeden bir gün önce geneleve gitmiş. Şans bu ya Mehmet'e belsoğukluğu bulaşmış. Acemilere kolay kolay hastane sevki olmaz ya... Durumun vahameti üzerine bizimkini askeri hastanenin üroloji (bevliye) polikliniğine sevketmişler. Sırası gelen Mehmet tabip binbaşıya şikayetini arzetmiş:

- Komutanım aciiiy, sızliyyy, yaniyyyy, akıntı da geliyy...

Doktor Memet'in aleti alıp evirip çevirerek muayene ederken telefon çalmış ve binbaşı 1-2 dakika telefonla görüşmüş. Unutmuş tabii ve Mehmet'e dönüp tekrar şikayetini sormuş. Fakat Mehmet huşu içinde:

Oy ver:
loading
3(2 oy)

Yaşlı bir yüzbaşının bir gün azacağı tutmuş, gitmiş yakın bir geneleve, kadın sipariş etmiş. Getirmiş karargaha. Boş bir odada işi götürürken elektrikler kesilmiş. Yüzbaşı da iyi görmeyince çağırmış bir eri ve olay sırasında feneri tutmasını istemiş. Er feneri tutarken yüzbaşı da işe devam ediyormuş ama kadında ses seda yok. Yüzbaşı bozulmuş. Merak etmiş acaba suç bende mi diye. Ere demiş "Biraz da sen geç bakayım ben tutayım feneri...". Er başlamış olaya, kadın nasıl bağırıyor. Yüzbaşı durumu görmüş erin ensesine bir tokat vurmuş:

- Bak… demiş. Bak, fener böyle tutulur işte!...

Oy ver:
loading
4(12 oy)

Sayfalar