Karafatma

30 yaşlarında bir adam ağır bir suçtan ömür boyu hapse mahkum olmuş. Birkaç yıl sonra, içerde günler geçmeyince koğuşunda gözüne çarpan bir karafatmayı alıp onunla ilgilenmeye başlamış. Neler öğretmemiş ki karafatmaya; Kibrit kutusundan araba çekmek, takla atmak, kurbağa taklidi yapıp zıplamak, yanan kibrit çöplerinin arasından korkmadan geçmek, selam vermek. Artık bu karafatma için, çok kolay oyunlar olmaya başlamış ve adam bunların arasına bir de final gösterisi ekleyelim diyerek karafatmaya çok özel bir oyun daha öğretmiş. Uzun bir süre sonra adamın kimseye zarar vermeyen halini gören makamlar bu adamı salıvermeyi kararlaştırmış. Adam da karafatmasını alıp ilk iş olarak bir bara gitmiş ve barmenden büyük bir bira istemiş. Karafatmaya da, "Bana bak yıllardır çalışıyoruz sakın beni mahçup etme!" demiş. Barın üzerine cebinden çıkardığı beyaz bir mendil serip bütün malzemelerini ve karafatmayı bu mendilin üzerine koyup, elinde birayla gelen barmene:

- Hey barmen şu mendilin üzerindekini görüyor musun? demiş.

Barmen de elindeki büyük bira bardağını karafatmanın üzerine sertçe vurarak karafatmayı ezmiş. Sonra demiş ki:

- Evet efendim üzgünüm bunlarla bir türlü başa çıkamadık!...

Oy ver:
loading
3.5(9 oy)