Genç bir adam, değerli taşlara ilgi duyarmış ve mücevher ustası olmaya karar vermiş. "Bu mesleği yapacaksam, iyi bir mücevher ustası olmalıyım" diye düşünmüş ve ülkedeki en iyi mücevher ustasını aramaya başlamış. Sonunda bulmuş, yanına varmış, bir süre bekledikten sonra usta tarafından kabul edilmiş. "Anlat, dinliyorum" demiş usta. Genç adam anlatmaya başlamış; taşlara ilgi duyduğunu ve iyi bir mücevher ustası olmaya karar verdiğini heyecanla anlatmış. Yaşlı usta sesini çıkarmadan genç adamı dinlemiş, sözleri bitince de ona bir taş uzatmış, "Bu bir yeşim taşıdır" dedikten sonra genç adamın avucuna taşı bırakmış ve avucunu kapatmış. "Avucunu aynen böyle kapalı tut ve bir yıl boyunca hiç açma. Bir yıl sonra tekrar gel. Haydi şimdi güle güle" demiş ve şaşkın genç adamı öylece bırakıp kalkmış, odadan çıkmış.

Oy ver:
loading
4.5(15 oy)

Herkese merhaba. Yazmaya yeniden başladığım şu günlerde bu bölümde yazmaktan da memnuniyet duyarak ilk hikayeme başlıyorum.Yunan mitolojisinde çeşit çeşit yaratıklar, kahramanlar, savaşlar anlatılır durur. Fantastik öğeler benim de olduğu gibi bir çok insanın ilgisini hep çekmiştir. Herkül genellikle ( ki Hercules veya Herakles diye de geçer) en bilindik kahramanlardan birisidir. 12 Görevi onun efsane olmasını sağlamıştır ve bu 12 görevin hepsi birbirinden zor ve hepsi başlı başına birbirinden fantastiktir. Zaten bunlara birazdan değineceğim o yüzden olayları baştan alalım.

Oy ver:
loading
4(20 oy)

Huriye, Nuriye ve Düriye 75-80 yaşlarında çok eski üç arkadaştır. Bir gün Huriye, Nuriye'ye telefon eder ve Düriye'ye gitmeye karar verirler ve giderler. Biraz muhabbetten sonra Düriye kahve yapar ve içerler. Biraz muhabbetten sonra Düriye "Ay kusura bakmayın unuttum birer kahve yapayım da içelim!" der. Huriye ve Nuriye birşey demezler ve içerler. Aradan biraz zaman geçtikten sonra Düriye "Size bir kahve bile yapmadım hemen yapayımda içelim" der ve yapar getirir. Bizimkiler de yine ses itiraz yok.

Oy ver:
loading
3(13 oy)

Alışverişe gitmek üzere evden çıkan bir kadın, kapısının karşısındaki kaldırımda oturan bembeyaz sakallı üç yaşlı adamı görünce önce duraksadı. Sonra; onları, tüm içtenliğiyle evine davet etti. "Burada böyle oturduğunuza göre, üçünüz de kesinlikle acıkmış olmalısınız" dedi. "Lütfen içeri gelin, size yiyecek bir şeyler hazırlayayım." Üç yaşlıdan biri, kadına, eşinin evde olup olmadığını sordu. Kadın, eşinin biraz önce çıktığını, şu anda evde olmadığını söyledi. Yaşlı adam, başını iki yana salladı: "Eşiniz evde değilse, biz de davetinizi kabul edemeyiz" dedi.

Oy ver:
loading
4(35 oy)

Adamın biri yolda yürürken yaşlıca bir adama rastlamış. Bir de bakmış ki yaşlı adam, ellerini arkasına kenetlemiş öylece kendisine bakıyormuş. Biraz yaklaşınca yaşlı adam:

- Evladım senden bişey rica edebilir miyim?... Şu fermuarımı indirip beni işetebilir misin?... Sana zahmet, demiş.

Genç adam, yaşlı adamın haline acıyarak istenileni yapmış. Daha sonra yoluna devam ederken kollarının olmadığını sanıp acıdığı yaşlı adama, arkasını dönerek son kez bakmış. Bir de ne görsün; yaşlı adam elini kolunu sallayarak ilerliyor. Hemen geri dönüp yaşlı adamı yakalayıp sormuş:

Oy ver:
loading
3.5(46 oy)

Sayfalar