Okul Fıkraları

Okullar elbette ki ilim yuvalarıdır fakat kim demiş ilim içinde espri olmaz diye. Esasında okul fıkralarını besleyen en önemli konuların "Cehalet ve Tembellik" olduğunu da kabul etmek gerekir.

Bütünleme sınavına girmişti Hakan. Akşam evde babası sınavının nasıl geçtiğini sordu:

- Sorulara cevap verebildin mi, oğlum?

- Evet babacığım... Ne sordularsa tümüne tek tek cevap verdim.

- Peki, ne cevaplar verdin bakalım?

- Bilmiyorum, dedim babacığım!...

Oy ver:
loading
2.5(5 oy)

İngiltere'nin saygın kız kolejlerinden birinde biyoloji öğretmeni öğrencilerden Miss Perkins'e sordu:

- Söyle bakalım, uyarıldığında on katına kadar büyüyen organ hangisidir?

Öğrenci yüzü kızararak:

- Bana bu soruyu sorduğunuzdan ailemin haberi olacak!

Öğretmen başka bir öğrenciye döner ve siz cevaplayın Miss Sarah. Sarah "Loş ışıkta gözbebegi!" yanıtını verir. Öğretmen teşekkür ettikten sonra Miss Perkins'e döner ve:

Oy ver:
loading
2.5(12 oy)

Babası Fikret'e sordu:

- Sınıfta durumun nasıl?

- Çok iyi babacığım. Sobanın yanında oturuyorum!...

Oy ver:
loading
2.5(5 oy)

Baba öfkeyle bağırıyordu:

- Rezalet! Kepazelik! Okulda iyice sermişsin. Hiç çalışmıyorsun!

- Ama baba, o kadar çok ders yığılıyor ki, başarmak imkânsız.

- Ne demen imkânsız? Ben Türkçede imkânsız diye bir kelime bilmiyorum.

Babasının bu sözü üzerine, oğlu odadan çıktı. Banyodan dişmacunu tüpünü alıp döndü, tüpü masanın üzerine sıkıp boşalttı. Sonra seslendi:

- Haydi bakalım, doldur şimdi bu macunu tüpe!

Oy ver:
loading
2.5(4 oy)

Ali hep parmak hesabı yapıyormuş. Bir gün hocası Aliye sormuş:

- İki artı iki kaç eder?

Ali hesaplayıp "Dört" demiş. Öğretmeni kızıp; Ali'ye ellerini cebine sokmasını söylemiş. Bu sefer yine sormuş:

- Altı artı beş kaç eder?

Ali hesaplayıp "On bir" demiş...

Oy ver:
loading
2(11 oy)

Sayfalar