Okul Fıkraları

Okullar elbette ki ilim yuvalarıdır fakat kim demiş ilim içinde espri olmaz diye. Esasında okul fıkralarını besleyen en önemli konuların "Cehalet ve Tembellik" olduğunu da kabul etmek gerekir.

Öğretmen sınıfta madenleri ve ne kadar değerli olduklarını anlatıyormuş. Dersin bitiminde çocuklara sormuş:

- Kim hangi madene sahip olmak ister çocuklar?

Önce John cevap vermiş:

- Platin, öğretmenim. Onunla kendime bir Porsche alırdım!

Ardından Mike cevaplamış:

- Altın, öğretmenim. Altınlarımla kendime son model bir Cadillac alırdım!

En son Küçük Joe yanıtlamış:

- Silikon, öğretmenim. Ablamda iki tane var, kapının önündeki arabaları hayal bile edemezsiniz!...

Oy ver:
loading
4(11 oy)

Abraham Libemovitz sınıfındaki tek yahudi öğrenciydi. Ne iyi ki yaşadığı şehir nezih bir yerdi ve ırkçılık gibi sorunlar yoktu. Bir gün sınıfta öğretmen şöyle bir soru sordu:

- Evet çocuklar, dünyada gelmiş geçmiş en büyük insan kimdir? Bilene 20 dolar vereceğim.

Bütün çocuklar tahmin etmeye başladı. Biri: "George Washington! Çünkü ulusumuzun babasıdır!" dedi. Başka biri "Abraham Lincoln! Çünkü köleliği kaldırdı!". Bir diğeri: "Jean Dark! Fransa'yı kurtardı!" Fakat öğretmen bu cevapları kabul etmedi. Bu sırada Abraham parmak kaldırdı. Öğretmen:

Oy ver:
loading
4.5(8 oy)

Öğretmen çocuğa sormuş:

- Oğlum elini pantolonunun sağ cebine attın ve 10 lira çıkarttın, sol cebinden de 5 lira çıktı. Senin şimdi neyin var?

"Öğretmen çocuğun 15 liram var" cevabını beklerken çocuk cevap vermiş:

- Herhalde üzerimde başka birinin pantalonu var öğretmenim!...

Oy ver:
loading
4(20 oy)

Renkli kişiliği ve düşük not vermesi ile öğrencileri arasında özel bir üne sahip olan felsefe öğretmeni sınav yapıyordu. Öğrenciler sınav sorularını yazmak için hazır bekliyordu. Felsefe öğretmeni birden sandalyesini kapıp masanın üzerine koydu. Sonra devam etti:

- Arkadaşlar işte sınav sorunuz: Bu sandalyenin burada olmadığını kanıtlayınız.

Oy ver:
loading
4.5(11 oy)

Üniversite son sınıf öğrencisi yazılı sınavından kalınca doğru hocasına gider:

- Siz sınıfta bırakarak hayata atılmamı önlüyor ve beni cezalandırıyorsunuz. İşin bu yanını hiç düşündünüz mü?

- Tabii düşündüm. Hocanın görevi bilgiyi ölçmek, yeterli olmayanı sınıfta bırakmak değil mi?

- İyi. O zaman size bir teklifim var. Bir soru da ben size soracağım. Doğru cevabı verirseniz, ben kötü notumu kabul edip sınavdan kalacağım. Bilemezseniz, notumu düzeltecek ve sınavı geçmemi sağlayacaksınız.

Hocanın kendine güveni tamdır, teklifi kabul eder. Ve öğrenci sorar:

Oy ver:
loading
3.5(10 oy)

Sayfalar