Okul Fıkraları

Okullar elbette ki ilim yuvalarıdır fakat kim demiş ilim içinde espri olmaz diye. Esasında okul fıkralarını besleyen en önemli konuların "Cehalet ve Tembellik" olduğunu da kabul etmek gerekir.

Biyoloji dersinden yapılacak sınav için sınıftaki herkes acayip çalışmış; notlar, fotokopiler havada uçuşmuş. Daha sonra sınavın yapılacağı gün gitmişler bir de bakmışlar, ortada kağıt kalem yok sadece sıra sıra mikroskoplar. Hocada başlarında bekliyorken, demiş ki:

- Bu mikroskoplarda lam'da bir böceğin bacağı var, sınavınız bacağından böceği tanımak!

Tabii hemen itirazlar... Ama fayda etmemiş. Hocanın dediği dedik. Öğrenciler mikroskopların başına geçmiş. Ama bir şey yapamıyorlar. En sonunda biri dayanamamış, kapıyı çarpıp çıkmış. Hoca arkasından seslenmiş:

Oy ver:
loading
3.5(9 oy)

Okula yeni gelen öğretmen ilk dersinde öğrencilere ilginç bir çağrıda bulunmuş:

- Kendini geri zekalı hisseden varsa ayağa kalksın...

Sınıfta çıt yok. Nihayet biri kalkmış:

- Sen kendini geri zekali mı hissediyorsun? diye sormuş öğretmen.

- Hayır! demiş çocuk. Ama sizin tek başına ayakta kalmanıza gönlüm razı olmadı!!!

Oy ver:
loading
5(12 oy)

Küçük kayseriliye öğretmeni sormuş:

- Altı kere altı?

- Otuz dokuz.

- Otur, sıfır.

Arkadaşı sorar:

- Bildiğin halde neden otuz dokuz dedin?

- Pazarlık edecektim, anlamadı...

Oy ver:
loading
3.5(6 oy)

Öğretmen Kayserili öğrenciye sormuş:

- Söyle bakalım evladım; iki kere iki kaç edrer?

Öğrenci biraz düşündükten sonra sormuş:

- Öğretmenim alırken mi; satarken mi?

Oy ver:
loading
3(7 oy)

Ali eve üzgünce gelir. Annesi:

- Ne oldu Ali? der.

Ali anlatmaya başlar:

- Bugün okulda arkadaşlarım öğretmenin sandalyesine raptiye koydular!

Annesi:

- Bunda senin suçun ne oğlum? der.

Ali:

- Ben de öğretmene raptiye oturmasın diye; tam oturucakken sandalyeyi çektim!...

Oy ver:
loading
4.5(10 oy)

Sayfalar