Okul Fıkraları

Okullar elbette ki ilim yuvalarıdır fakat kim demiş ilim içinde espri olmaz diye. Esasında okul fıkralarını besleyen en önemli konuların "Cehalet ve Tembellik" olduğunu da kabul etmek gerekir.

Ali'ye babası: "Defterini getir de kontrol edeyim!" der. Ali de gidip defterini getirir. Babası defteri kontrol edince Ali'ye sorar:

- Ali defterin neden bomboş?

Ali:

- Öğretmen tahtaya yazı yazıyor ben de yazıyorum! Sonra öğretmen tahtayı siliyor...

Oy ver:
loading
4.5(36 oy)

Öğretmen derste çocuklara dönerek sorar:

- Söyleyin bakalım, kuzeyimizde karadeniz, güneyimizde akdeniz, batımızda ege denizi varsa; ben kaç yaşındayım?

Arka sıralardan bir parmak kalkar:

- Kırkdört öğretmenim!

Gerçekten de o yaşta olan öğretmen şaşırır:

- Doğru! Ama nasıl bildin?...

- Gayet kolay öğretmenim! Benim yarı manyak bir ağabeyim var. Tam yirmi iki yaşında. Onun yaşını iki ile çarpınca sizin yaşınız çıkıyor!...

Oy ver:
loading
4(4 oy)

Bütünleme sınavına girmişti Hakan. Akşam evde babası sınavının nasıl geçtiğini sordu:

- Sorulara cevap verebildin mi, oğlum?

- Evet babacığım... Ne sordularsa tümüne tek tek cevap verdim.

- Peki, ne cevaplar verdin bakalım?

- Bilmiyorum, dedim babacığım!...

Oy ver:
loading
2.5(5 oy)

Öğretmen sınıfa girmiş:

- İçinizde müziğe yetenekli olanlar kimlerdir?

Dört öğrenci ayağa kalkmış. Öğretmen:

- Siz doğruca aşağı inin ve piyanonun taşınmasına yardım edin!

Oy ver:
loading
4(39 oy)

Bir toprak ağası oğlunu üniversiteye göndermişti. Sene sonunda oğlu köyüne dönünce, merakla sordu baba:

- Oğlum kaçıncı oldun?

- İkinci, dedi delikanlı.

- Yazık emeklerime. Ben seni oraya birinci olasın diye göndermiştim.

İkinci yıl delikanlı çok daha fazla çalışır ve bu sefer gerçekten birinci olarak döner. Sonucu babasına söyleyince adam aksi aksi başını salladı ve hayıflanarak:

- Sen birinci oldun ha? Yazık!... Demek o üniversite de üniversitelikten çıktı ha!...

Oy ver:
loading
3.5(3 oy)

Sayfalar