eşek

Nasreddin Hoca hayvanlarına ağır yükler yükleyip onlara eziyet eden köylülerine iyi bir ders vermek istemiş. Bir gün eşeğine binerek köy meydanında dolaşmaya başlamış. İşin garibi dolu bir çuvalı da sırtına vurmuş, öyle geziyor. Şaşırıp sormuşlar:

- Yahu Hoca Efendi, hem eşeğin üzerindesin, hem çuvalı sırtında taşıyorsun. Nasıl bir iş bu?

Hoca cevabı yetiştirmiş hemen:

Oy ver:
loading
4.5(22 oy)

Hoca bir gün Timur'un huzurundaymış. Aralarında tam iki arşın uzaklık varmış. Timur sormuş birden:

- Söyle bakalım Hoca, eşekle senin aranda ne fark var?

Hoca lafı yapıştırmış:

- Tam iki arşın efendimiz...

Oy ver:
loading
4(18 oy)

Gariban bir köylü şehre inmiş. Dolaşırken, içerisi görünen cam duvarlı bir ofisin içinde; karşılıklı oturmuş konuşan iki kişi görmüş. İçerde bu iki kişi, bir masa ve üç dört koltuktan başka hiçbir şey yokmuş. Köylü; mağazalarla dolu caddede bulunan bu ofisin ne olduğunu merak etmiş. İçeri girip sormuş:

- Selamünaleyküm ağalar. Kusura kalmayın. Ben ağrı dışardan gördüm de merak ettim; acaba burada ne satıyorsunuz?

Oy ver:
loading
3.5(3 oy)

Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü Galileo'ya çevresindekilerden biri sormuş:

- Efendim, kulaklarınız bir insan için biraz büyük değil mi?

Galileo:

- Doğru, demiş. Benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama seninkiler de bir eşek için fazla küçük sayılmaz mı?

Oy ver:
loading
4(15 oy)

Yaşlı bir adam her hafta eşeği ile şehre odun satmaya geliyormuş. Berberin önünden geçerken, berber sormuş:

- Amca bu ne?

Amca:

- Odun!

Berber:

- Ben sana kodum!

Yaşlı adam üzülmüş ve bunu kafaya takmış. Ertesi hafta yine şehre gelmiş. Bu sefer eşeği bir yere bağlamış ve o berbere gitmiş. O sırada berber traş yapıyormuş. Amca berbere sormuş:

Oy ver:
loading
4(11 oy)

Sayfalar