kurnazlık

Fahrettin Kerim Gökay, İstanbul Belediye Başkanlığı zamanında fırınları geziyormuş. Kendisine, ağzı oldukça bozuk bir fırıncı pasta ikram etmiş. Fahrettin Bey, şöyle bir tadına bakmış ve sormuş:

- Hımmm! Çok güzelmiş, ne kattın buna?

Fırıncı gülümseyerek yanıtlamış:

- Sana koydum efendim!

Fahrettin Bey, bu söz üzerine pastadan bir lokma daha almış ve devam etmiş:

- Ben de bütün fırıncılara söyleyeyim de, bundan sonra onlar da sana koysunlar!...

Oy ver:
loading
4(10 oy)

Öğretmen Acar'a sordu:

- Kamburu olan hayvana ne nedir?

- Deve öğretmenim.

- Aferin!... İki kamburu olan hayvana ne denir?

- Hacin devesi öğretmenim.

- Peki... Üç kamburu olan hayvana ne denir?

- Kamburu olan hacin devesi, öğretmenim!...

Oy ver:
loading
3.5(9 oy)

Doksanlı yaşlara yaklaşmış iki yaşlı kadın sohbet ediyorlarmış.

- Benimki bu sıralarda kötü bir alışkanlık edindi. Tırnaklarını yemeye başladı. Ne yaptıysam vazgeçiremedim. Sinirlerimi bozuyor.

- Haklısın benimki de bir ara başladı ama uyguladığım tedbirlerle tırnak yemesini engelledim.

- Çok iyi! ne yaptıysan bana da öğret lütfen.

- Kolay dişlerini sakladım...

Oy ver:
loading
4.5(3 oy)

Adam karısını o kadar çok seviyor ki, her akşam yatarken onun için şöyle dua ediyor:

- Allah'ım; onun başı ağırmasın, benimki ağırsın! Onun bir yeri kırılmasın, benimki kırılsın! O üzülmesin, ben üzüleyim! Onu dul bırakma, beni dul bırak!

Oy ver:
loading
1(1 oy)

Bir konfeksiyon atölyesi 15-16 yaşlarında yetiştirilmek üzere, eleman arıyordu... Selim Bey de kızının böyle bir işe başlamasını istiyordu. Kızını konfeksiyon atölyesine götürdü. Patronla görüşmek istediğini söyledi. Selim Bey’in kızı çok güzel ve etine dolgundu... Selim Bey, atölyenin patronuna:

- Kızımın burada çalışmasını istiyorum! Eti benim kemiği senin, dedi.

Patron:

- Tamam olur, dedi. Ancak, bir şartla... Eti benim, kemiği senin olacak!...

Oy ver:
loading
1.5(2 oy)

Sayfalar