öğrenci

Baba öfkeyle bağırıyordu:

- Rezalet! Kepazelik! Okulda iyice sermişsin. Hiç çalışmıyorsun!

- Ama baba, o kadar çok ders yığılıyor ki, başarmak imkânsız.

- Ne demen imkânsız? Ben Türkçede imkânsız diye bir kelime bilmiyorum.

Babasının bu sözü üzerine, oğlu odadan çıktı. Banyodan dişmacunu tüpünü alıp döndü, tüpü masanın üzerine sıkıp boşalttı. Sonra seslendi:

- Haydi bakalım, doldur şimdi bu macunu tüpe!

Oy ver:
loading
2.5(4 oy)

Genç bir taşralı öğrenci İstanbul'a hukuk öğrenimi için gelmişti. Fakat büyük şehrin kızları aklını başından alınca, bu güzel kızlar üzerinde ihtisas yapmayı tercih etti. Öğretim yılının sonuna doğru babası oğlunu ziyarete geldi ve bu arada beraberce şehri dolaşmaya çıktılar. Bir aralık Beyazıt'ta dolaşırken geniş bir bahçeye girdiler. Karşılarındaki büyük binayı gösteren baba, oğluna sordu:

- Bu ne yavrum? Hastahane mi?

"Ben de bilmiyorum!" diye cevap veren delikanlı, o sırada yanlarından geçen bir gence dönüp sordu:

- Afedersiniz, bu ne binasıdır?

Oy ver:
loading
3.5(3 oy)

Öğretmen, öğrencisine sordu:

- Su kaç derecede kaynar?

- Doksan derecede...

Bu söz üzerine arka sıralardan Ali, ayağa kalkarak bağırdı.

- Doğru değil öğretmenim, doksan derecede kaynayan dik açıdır...

Oy ver:
loading
4(21 oy)

Öğretmen sormuş:

- Hangi ayda yirmi sekiz gün var?

Soner cevap vermiş:

- Hepsinde hocam.

Oy ver:
loading
3.5(3 oy)

Okula yeni gelen öğretmen ilk dersinde öğrencilere ilginç bir çağrıda bulunmuş:

- Kendini geri zekalı hisseden varsa ayağa kalksın...

Sınıfta çıt yok. Nihayet biri kalkmış:

- Sen kendini geri zekali mı hissediyorsun? diye sormuş öğretmen.

- Hayır! demiş çocuk. Ama sizin tek başına ayakta kalmanıza gönlüm razı olmadı!!!

Oy ver:
loading
5(12 oy)

Sayfalar