Bir gün engelliler yüzme yarışması yapılacakmış. Kimisinin bir kolu yok, kimisinin bir bacağı yok, kimisinin de sadece kafası var geriye kalan tüm vücudu yokmuş. Herkes kulvarlara çıkmış start verilmesini beklemeye başlamış. Start verilmiş. Herkes suya atlamış, yüzmeye başlamış. Ama bizim kafa suya atlar atlamaz hemen dibe batmış. Hemen can kurtaranlar suya atlamışlar bizim kafayı sudan çıkarmışlar. Etraftakiler sormuş:
Temel ile Dursun, Karadeniz sahilinde oturuyorlarmış.
Temel, Dursun'a demiş ki:
- Gel beraber Amerika'ya yüzelim...
İki kafadar Karadeniz den başlamışlar yüzmeye, Marmara, Ege, Akdeniz... Derken okyanusları da aşıp Amerika ya yaklaşmışlar. Hatta özgürlük anıtını görmüşler.
Bir ülkede bir bakan, kendisini gazetecilere hiç sevdirememişti. Ne yapsa makbule geçmiyor, basın hergün kendisiyle uğraşıyordu. Nihayet; "Öyle bir şey yapayım ki, gazeteciler mat olsun" diye düşündü ve ilan etti:
- Pazar günü saat 10'da denizin üzerinden yürüyerek geçeceğim.
Pazar sabahı saat 10'da tüm basın mensupları toplandılar orada. Bakan geldi ve elinde bastonuyla denizin üzerinde yürümeye başladı. Karşı kıyıya kadar da yürüdü geçti. Herkesin gözleri dehşetle açılmıştı. Fakat ertesi günü tüm gazetelerde şu başlık okundu: