Fıkralar

Fıkra; çeşitli ortamlarda, gülme-güldürme amaçlı anlatılan, kısa hikalerdir.

Adam, karısının kedisinden nefret etmektedir. Kadın evde yokken arabaya attığı gibi uzak bir mahalleye bırakır hayvanı... Eve geri gelir bakar bizimki kanepenin üzerinde mışıl mışıl uyuyor. Ertesi hafta daha uzağa bırakır. Geri gelir bizimki gene kanepenin üzerinde!... Bir hafta sonra daha da uzağa bırakır, geri gelir, gene evde!... En sonunda alır hayvanı gider... Gider... Gider... Akşam evin telefonu çalar.. Karısı telefonu açar. Karşısında kocası.

- Alo? Necla kedi evde mi?

- Evdeee...

- Versene şu lavuğu bana yolu tarif etsin!...

Oy ver:
loading
5(5 oy)

- Efendim, bugün çok hastayım; başım ağrıyor, midem bulanıyor, vücudumun her yeri sanki dayak yemiş gibi... Korkarım işe gelemeyeceğim.

Durumu dinleyen patron:

- Kerim Bey, biliyorsun bugün çok önemli müşteriler geliyor ve sana mutlaka ihtiyacımız var. Böyle durumlarda ben karıma bir masaj yaptırır üzerine de onunla ateşli bir seks yaparım. Sonrasında kesinlikle kendime gelirim. Lütfen sen de dene ve hemen işe gel.

Oy ver:
loading
4.5(4 oy)

Evli çiftin iki tane birbirinden güzel kızları varmış. Ama bir tane de oğulları olsun istiyorlarmış. Bir süre sonra kadın 3. kez hamile kalmış. Aradan aylar geçmiş doğum zamanı gelip çatmış. Adam, doğumhane kapısında bir oraya bir buraya yürürken, hemşire kapıyı açıp; "Müjde!!! Nur topu gibi bir oğlunuz oldu!" demiş. Adam sevinçten ne yapacağını şaşırmış. Hemşire bebeği getirip adamın kucağına vermiş. Adam, bebeğin yüzüne bakar bakmaz bağırmış:

- Aman Tanrım! Bu hayatımda gördüğüm en çirkin bebek!

Hemen karısının yanına koşmuş:

Oy ver:
loading
4(3 oy)

Adamın biri bi gün ormanda arabasıyla geziyormuş. O sırada tüm kıyafetleri kırmızı olan başka bir adam çıkmış ve:

- Ben bu ormanın kırmızılar giyinmiş i...nesiyim! demiş.

Bizimki:

- Ne istiyorsun? diye sorunca...

- Biraz su ve ekmek, demiş.

Adam bunları verip yoluna devam etmiş. bu kez karşısına sarılı biri çıkmış ve:

- Ben bu ormanın sarılar giyinmiş i...nesiyim! demiş.

Bizimki:

- Sen ne istiyorsun?

Oy ver:
loading
3(2 oy)

Yıllar önce İngiltere'de erler şemsiye kullanmazmış. Şemsiye taşıma hakkı sadece subaylara tanınıyormuş. O yıllarda bir gün genç teğmenlerden biri, koltuğunun altında bir şemsiye ile hızlı hızlı yürüyen eri görünce, beyninden vurulmuşa dönmüş. Eri çağırarak:

- Bu ne küstahlık, demiş.

Ve şemsiyeyi aldığı gibi dizinde iki parça etmiş.

- Bu sana bir ders olsun, bir daha böyle küstahlıklar yapma!

Neye uğradığını anlamayan er: "Başüstüne!" diyerek selamı çakmış ve şöyle sormuş:

Oy ver:
loading
4.5(2 oy)

Sayfalar