Fıkralar

Fıkra; çeşitli ortamlarda, gülme-güldürme amaçlı anlatılan, kısa hikalerdir.

Askeri birlikte teftiş için hazırlık yapılıyormuş. Bu arada bütün erlere birer diş fırçası dağıtılmış. Er Mehmet de fırçayı göğüs cebine yerleştirmiş. Kıtayı denetleyen komutan sıra Mehmet'e gelince, cebindeki fırçayı göstererek sormuş:

- Bu ne bu?...

- Teftiş fırçası komutanım!...

Oy ver:
loading
1.5(3 oy)

Albay askerlerin sigara içmelerine engel olmak için kantinin duvarına bir yazı astırmış. Yazıda: "Sigara öldürür" diye yazıyormuş. Ertesi gün oradan geçen albay yazının altındaki cevabı görmüş: "Türk askeri ölümden korkmaz!..."

Oy ver:
loading
3(4 oy)

Ali'ye öğretmen ödev vermiş; "5 cümle yazacaksın!" şeklinde. Ali babasına gitmiş:

- Babacığım bana bir cümle söyler misin? demiş.

Babası da o sırada maç izliyormuş. Birden: "Gooooooooolll" diye bağırmış. Ali defterine yazmış. Sonra annesine gitmiş. Annesinin sana yağı kaybolmuş:

- Sana... Sana... Sana... demiş.

Ali defterine yazmış. Abisine gitmiş. Abisi tarzan filmi izliyormuş:

- Ben tarzan, demiş.

Ali defterine yazmış. Ablasına gitmiş. Ablası telefonda sevgilisiyle konuşuyomuş:

- Bu gün olmaz şekerim yarın! demiş.

Oy ver:
loading
3.5(15 oy)

Ögretmen ögrencilere sordu:

- Burada bir hayvan iskeleti var. Söyleyin bakalım; bu hangi hayvanın iskeletidir?

Turgut cevap verir:

- Ölmüş bir hayvanın iskeletidir, öğretmenim!

Oy ver:
loading
3.5(5 oy)

Genç bir taşralı öğrenci İstanbul'a hukuk öğrenimi için gelmişti. Fakat büyük şehrin kızları aklını başından alınca, bu güzel kızlar üzerinde ihtisas yapmayı tercih etti. Öğretim yılının sonuna doğru babası oğlunu ziyarete geldi ve bu arada beraberce şehri dolaşmaya çıktılar. Bir aralık Beyazıt'ta dolaşırken geniş bir bahçeye girdiler. Karşılarındaki büyük binayı gösteren baba, oğluna sordu:

- Bu ne yavrum? Hastahane mi?

"Ben de bilmiyorum!" diye cevap veren delikanlı, o sırada yanlarından geçen bir gence dönüp sordu:

- Afedersiniz, bu ne binasıdır?

Oy ver:
loading
3.5(3 oy)

Sayfalar