Fıkralar

Fıkra; çeşitli ortamlarda, gülme-güldürme amaçlı anlatılan, kısa hikalerdir.

İskoçlar'ın cimrilikleri dünyaca meşhurdur. İskoçyalı'nın biri, İskoçya'nın küçük bir kasabasında tiyatro işletiyormuş. Ama yeterince seyirci gelmediği için her akşam zarar ediyormuş. Seyirci çekmek için kampanya yapmaya karar vermiş. Bilet fiyatını düşürmüş ama seyirci sayısı pek değişmemiş. Ne yapsam diye düşünürken aklına bir fikir gelmiş.

Oy ver:
loading
4(16 oy)

Temel'in asker olduğu bölük komutanına ne iş için lazım olduysa bir laz lazım olmuş. Komutan, "Koca bölükte bir tane çıkar herhalde" diye düşünüp bölüğü toplamış. "İçinizde laz varsa bir adım öne çıksın!" demiş. Bölükte hareket yok! Bir daha sormuş. Yine aynı. İnat etmiş "Yahu bir bölük askerin arasında bir tane mi laz olmaz" diye. Bölüğe tekli sıraya geçin diye emir vermiş. Bölük sıraya geçince de yeni emir vermiş "Bölük sağ baştan say! Fındık 1". Askerler başlamış. "Fındık 1", "Fındık 2"... derken sıra Temel'e gelmiş; "Finduk 85".

Oy ver:
loading
3.5(7 oy)

Bir sistem analisti ile bir broker yeni bir deneyim yaşamak için hipodroma gitmeye karar vermişler. Buraya kadar gelmişken de at yarışı da oynayalım bari demişler. Broker gişeye gitmiş; "9 numaraya 12.000 dolar" demiş. Sistem analisti; "Dur!" demiş, "Sen o atın kaç kilo olduğunu, önceki yarışlarda yaptığı dereceleri, atalarını yani yarışı kazanma ihtimalini yükseltecek hiçbir şeyi bilmiyormusun ki. Bence önce atların ayrıntılı bilgilerini analiz etmeliyiz". Broker; "Offf!!!" demiş, "Hep hesap, Hep hesap!". 9 numaralı ata 12.000 dolar yatırmış.

Oy ver:
loading
3.5(9 oy)

İriyarı bir adam manava gelmiş, tezgahtara sert bir dille; "Bana yarım kivi ver!" demiş. Tezgahtar şaşırmış. Herhalde dalga geçiyordur diyerek, alaycı bir dille; "Yarım kivi satmıyoruz abi. İstersen bir tane tüm vereyim?" demiş. Adam sinirlenip tezgahtarın üzerine yürümüş. Durumun vehametini anlayan tezgahtar; "Abi dur ben bir patrona sorayım, eğer o ver derse veririm" demiş.

Oy ver:
loading
3(4 oy)

Temel ile Cemal bir gün Danimarka'ya gitmişler. Dolaşırken bir penguen bulmuşlar. Penguene bakmışlar, incelemişler, sevmişler ama bir türlü ne olduğunu anlayamamışlar. En sonunda yakınlarda geçen, oranın yerlisi birine:

- Piz ha bunu buraya pulduk. Ne pu? diye sormuşlar.

Danimarkalı onlara:

- Hayvanın penguen olduğunu ve onu hayvanat bahçesine götürmeleri gerektiğini söylemiş.

Oy ver:
loading
4(16 oy)

Sayfalar