Fıkralar

Fıkra; çeşitli ortamlarda, gülme-güldürme amaçlı anlatılan, kısa hikalerdir.

Einstein, sürekli konferans verirmiş. Onu konferanslara şoförü götürürmüş. Bir gün şoför demiş ki:

- Sayın Einstein, ben konferanslarınızın hepsini dinledim. Bütün söylediklerinizi ezberledim.

Einstein:

- Tamam o zaman bugünkü konferansta sen konuş, demiş.

Konferans salonunda Einstein şoförünün her zamanki yerine oturmuş, şoför ise çıkıp Einstein’ın söylediklerinin aynılarını söylemiş. Sıra sorulara gelmiş. Adamın biri kalkıp sorusunu sormuş. Şoför gülerek:

Oy ver:
loading
2(1 oy)

Çocuklar oturmuş birbirlerine babalarının ne kadar "hızlı" olduğunu anlatıyorlarmış. Birinci çocuk:

- Benim babam; ok attıktan sonra koşup hedefe oktan önce varıyor, demiş.

İkinci çocuk:

- Benim babam; tabancasını ateşliyor ve hedefe kursundan önce yetişiyor, diye böbürlenmiş.

"O da bir şey mi?" demiş üçüncü çocuk:

- Benim babam; devlet hastahanesinde doktor... Mesai 5'de bitiyor benim babam 3:30'da eve geliyor!...

Oy ver:
loading
3.5(10 oy)

Baba öfkeyle bağırıyordu:

- Rezalet! Kepazelik! Okulda iyice sermişsin. Hiç çalışmıyorsun!

- Ama baba, o kadar çok ders yığılıyor ki, başarmak imkânsız.

- Ne demen imkânsız? Ben Türkçede imkânsız diye bir kelime bilmiyorum.

Babasının bu sözü üzerine, oğlu odadan çıktı. Banyodan dişmacunu tüpünü alıp döndü, tüpü masanın üzerine sıkıp boşalttı. Sonra seslendi:

- Haydi bakalım, doldur şimdi bu macunu tüpe!

Oy ver:
loading
2.5(4 oy)

İki ateş böceği konuşuyormuş. Biri diğerine:

- Gözlerim çok bozuldu... Doktora gideceğim!

- Ne oldu ki?

- Dün akşam bir izmarite sulanmışım!...

Oy ver:
loading
4(11 oy)

Genç bir taşralı öğrenci İstanbul'a hukuk öğrenimi için gelmişti. Fakat büyük şehrin kızları aklını başından alınca, bu güzel kızlar üzerinde ihtisas yapmayı tercih etti. Öğretim yılının sonuna doğru babası oğlunu ziyarete geldi ve bu arada beraberce şehri dolaşmaya çıktılar. Bir aralık Beyazıt'ta dolaşırken geniş bir bahçeye girdiler. Karşılarındaki büyük binayı gösteren baba, oğluna sordu:

- Bu ne yavrum? Hastahane mi?

"Ben de bilmiyorum!" diye cevap veren delikanlı, o sırada yanlarından geçen bir gence dönüp sordu:

- Afedersiniz, bu ne binasıdır?

Oy ver:
loading
3.5(3 oy)

Sayfalar