Fıkralar

Doktor ve karısı kahvaltı masasında tartışıyorlar. Adam hiddetle masadan kalkar ve "Sen zaten yatakta da iyi değilsin" der ve hışımla evi terkeder. Bir müddet sonra, ağır bir hakaret yaptığını düşünüp; durumu telafi etmek üzere telefon açmaya karar verir. Kadın telefonu defalarca çaldıktan sonra açar ve adam sinirli bir şekilde sorar:

- Telefona cevap vermekte niye bu kadar geciktin?

- Yataktaydım! der kadın.

- Bu saatte yatakta ne yapıyorsun?

- İkinci bir görüş alıyorum!...

Emrah kalktı, elinde bir listeyle bakkala gitti:

- Bakkal amca, dedi. Kilosu 525 liradan 7 kilo şeker, 630 liradan 11 kilo pirinç, 280 liradan 9 kilo un kaç lira eder?

- O senin dediğin fiyatlardan satmıyoruz pirinci, unu. Hem sen o kadar ağır yükü nasıl götüreceksin?

- Sen ağırlıklarına bakma amca, fiyatlarının toplamını söyle. Bu benim matematik ödevim!...

İki deli bakırköyden kaçmış. Tam kapıda bekçi varmış. Bekçiyi gören iki deli hemen büyük çınar ağacının arkasına saklanmış. Bekçi onlara doğru yaklaşmış. Bekçi: "Kim var orada?" demiş. Deli kedi sesi çıkartmış. Bekçi tam giderken delilerin ayağının altındaki yapraklar hışırdamış. Bekçi tekrar "Kim var orda?" demiş. İkinci deli de seslenmiş:

- İkinci kedi... İkinci kedi!...

Temel çok güzel bir kadını gözüne kestirmiş. Kadının peşinde ve bir taraftan da nasıl yatağa atarım diye düşünüyor. Klasik tavlama usüllerinden biri geliyor aklına ve birden kadına dönüp:

- Hadi bize gidelum sağa pul kolleksiyonumu cöstereyim!

Kadın şaşırır fakat bozuntuya vermez:

- Peki ya beğenmezsem!

- O zaman ciyinur cidersun!...

Temel ile Fadime şehir merkezindeki bir parkta; bir ağacın dibine oturmuşlar. Fadime demiş ki:

- Temel sana apandist ameliyatı olduğum yeri göstereyim mi?

"Ameliyat yeri" lafını duyunca Temel'in gözlerinin içi parlamış. Heyecandan bir an içindeki hayvanı kontrol edememiş:

- Olurrr! demiş.

Fadime eliyle işaret etmiş.

- Ha şu karşıdaki büyük bina var ya... İşte onun üçüncü katı!...