Fıkralar

Bir gün Temel ve Dursun bakmışlar Türkiye'de iş yok, Almanya'ya gitmeye karar vermişler ama ceplerinde para yok. Bir firmanın Almanya'ya hayvan ihraç ettiğini öğrenip, bu hayvan sürüsünün arasına karışmaya karar vermişler. Varı-yoğu satıp güç bela bir inek kostümü almışlar. Temel öne, Dursun'da arkaya geçmiş. Gümrüğe gitmişler. Gümrükteki memur daha ilk bakışında farketmiş sürüdeki sahte ineği. Gümrük memuru, yanındaki diğer memuru da el hareketiyle uyarıp; başlamışlar bizimkilerle dalga geçmeye. Gümrükçülerden biri bunların önüne biraz saman koymuş. Diğer gümrükçüye: Almanya Yolculuğu hakkında devamını oku »

Katolik okulunda minikler yemek saati gelince yemekhanede sıraya girmişler. Derken bir bakmışlar ki, rahibelerden biri meyva bölümündeki kıpkırmızı elmaların üzerine bir not yapıştırmış: "Sadece bir tane alın; Tanrı bakıyor!" Bunu gören afacanlardan biri bunun özerine, tatlı bölümüne geldikleri zaman çikolatalı kurabiyelerin üzerine şöyle bir not yapıştırmış: "İstediğiniz kadar alın; Tanrı elmalara bakıyor!"

Adamın biri doktara gitmiş.

- Doktor bey ne yersem onu s...çıyorum, elma yersem elma çıkıyor, armut yersem armut çıkıyor ne yapayım?

- B...k ye evladım!!!

Hocanın tavuğu ölmüş. Civcivlerin de başı boş kalmış. Hoca kaybolmalarından korkmuş. Boyunlarına siyah bezler bağlamış. Sonra da içlerinden ip geçirip birbirlerine bağlamış. Meraklı bir komşusu sormuş:

- Hoca o civcivlerin boynundaki de nedir?

Komşusunun merakına içerleyen hoca, cevabı yapıştırmış:

- Anneleri öldü de yas tutuyorlar!...

Hoca bir gün Timur'un huzurundaymış. Aralarında tam iki arşın uzaklık varmış. Timur sormuş birden:

- Söyle bakalım Hoca, eşekle senin aranda ne fark var?

Hoca lafı yapıştırmış:

- Tam iki arşın efendimiz...