Fıkralar

Tarih boyunca, her çağda görevini kötüye kullanan birileri mutlaka olmuştur.

Adam 18'ine yeni basmış kızına baş gelemeyince, oğullarının da başını derde sokmamak için kızı bir hocanın yanına verir. Bir şeyler öğrensin diyerek... Aradan bir yıl geçer, kızı ne arar ne sorar. Bir gün oğullarından birini yollar "Git de kardeşini bir kontrol et" diyerek...

Kızın ağabeyi bir gelir ki; kız hamile! Hocayı sıkıştırır; "Hoca bu ne hal?" diyerek. Hoca da kendince açıklar:

- Ne yapsaydım koca kız. Dövsen dövülmez sövsen sövülmez!...

Adamın geleneksel yapısı; geniş alınlı, uzun burunlu, burnuna yakın masmavi gözler, belirgin bir çene, uzun sırt, nispeten kısa bacaklar. Günlerden bir gün nur topu gibi oğlu olur. Hokka gibi burun, zeytin gibi gözler, son derece orantılı bir vücut... Kısacası; arslan parçası bir delikanlı. Baba hayatından çok memnundur. Aradan iki yıl geçer... Adam karısına gururla sorar:

- Bu çocuk kime benziyor?

Muhterem eşi:

- Sen tanımazsın!

Adam devamlı gittiği barda; aylardır tek başına otururken gördüğü çok güzel hanımın yanına giderek, birlikte evine gitmeyi teklif etmiş.

- Hayır! demiş kadın nazikçe... Biliyorum bu yüzyılda çok ender bir şey... Ama gerçekten sevebileceğim bir erkek karşıma çıkana kadar bekaretimi muhafaza edeceğim.

- Bu devirde imkânsız! diye cevap vermiş adam. Nasıl dayanabiliyorsunuz?

- Vallahi ben bu duruma fazla takmıyorum, demiş kadın. Ama kocam gerçekten kafayı yiyecek!...

Temel ile Dursun iki katlı bina yaparlar. Birinci katı tamamladıktan sonra evleri olmadığı için orada kalmaya karar verirler. Yaz mevsimi olduğundan yattıkları yere sivrisinekler dolar. Bunlar da sineklerin kendilerini sokmaması için yorganı başlarına kaptırlar. Günlerden bir gün yine yatma zamanı gelince odaya ateş böcekleri girer. Bunlar her zamanki gibi başları yorganın içine gömülü şekilde yatarlarken Temel bir ara başını dışarı çıkarıp ateş böceklerini görünce tekrar aceleyle yorganın içine gömülür. Dursun'u dürter ve ona: Ateş Böcekleri hakkında devamını oku »

Sarışın bir hatun eski okulunu ziyaret etmiş. Spor salonunun duvarlarında eskiden oyuncusu olduğu basketbol takımının fotoğrafları varmış. Fotoğrafları incelerken fotoğrafların altındaki yazıları görmüş; "77-78, 78-79, 79-80". Merak edip sormuş:

- Yaa... Niye hep bir puan farkla kaybetmişler?