Fıkralar

Fıkra; çeşitli ortamlarda, gülme-güldürme amaçlı anlatılan, kısa hikalerdir.

İki denizci oturmuş sohbet ediyorlar:

- Sana iki haberim var; biri iyi, diğeri kötü...

- Önce kötüsünü söyle…

- Biz seninle zamanımızın çoğunluğunu seferde geçirirken karılarımızın dostluğu çığrından çıktı, ikisi de lezbiyen oldu!

- Vay canına! Peki, iyi haberin nedir?

- Senden hoşlanıyorum!...

Oy ver:
loading
5(4 oy)

Koca evine elleri bir sürü kaset dolu olarak girer ve karısı:

- Niye bir sürü kasete para verdin? Bizim evde teyp yok ki...

Adam:

- Sen sütyen aldığında ben soruyor muyum?

Oy ver:
loading
2.5(8 oy)

Acemi er, levazım başçavuşuna yakınır:

- Başçavuşum, bize yemekte ördek böreği verdiler. Yemin ederim ki, içinde bir gram bile ördek eti yoktu. "O halde..." der ve devam eder başçavuş:

- Sen hiç asker bisküvisi yedin mi?

- Şey... Evet!... Yedim! Başçavuşum!

- İçinden hiç asker çıktı mı, ulan?

Oy ver:
loading
2(1 oy)

Karı koca, evliliklerinin 40. yıldönümünde sert bir ağız dalaşına girerler. Adam der ki:

- Sen öldüğünde, mezar taşına şöyle yazdıracağım: "Burada benim karım yatıyor. Her zamanki gibi soğuk!"

"Yaa!..." demiş kadın:

- Sen öldüğün zaman da ben senin mezar taşına şöyle yazdıracağım: "Burada benim kocam yatıyor. Nihayet sertleşti!..."

Oy ver:
loading
0(0 oy)

Yüzbaşı evin papağanına belli başlı kelimeleri ezberletmişti. Mehmet gel, Mehmet git, şunu yap, bunu yapma v.s. Evde kimsenin bulunmadığı bir sırada evin yeni emireri ortalığı silip süpürmekle meşgul görünüyordu. İçeriden Mehmet diyen sesi duyunca fırladı koştu:

- Buyur, dedi ama arkası gelmedi.

Tekrar işine daldı. Bir zaman sonra tekrar çağrıldı. Şaşırmıştı. Odada bu emri beklemeye karar verdi. Papağana gözü takıldığı anda da papağan "Mehmet" diye çağırmasın mı. Derhal hazır ol vaziyetine geçerek:

- Buyur komutanım, dedi. Kusura bakma seni kuş sandımdı.

Oy ver:
loading
5(2 oy)

Sayfalar