Fıkralar

Fıkra; çeşitli ortamlarda, gülme-güldürme amaçlı anlatılan, kısa hikalerdir.

Karadenizli üç arkadaş tren istasyonuna gitmişler. İçlerinden biri gişeye yaklaşıp bilet almış ve trenin kalkmasına ne kadar zaman olduğunu sormuş. Bir saat on beş dakika... Arkadaşlarına dönmüş:

- Daha çok var, hadi gidip şu karşıki kafede çay içelim!

Oy ver:
loading
4(5 oy)

Adam sabah karanlığında balığa çıkmayı, sarışın karısı ise kitap okumayı çok seviyormuş. Bir gün Adam bir kaç saat balık avından sonra eve yorgun bir şekilde gelmiş ve uyumak için yatağa geçmiş. Sarışın da, fırsat bu fırsat deyip kocasının kayığına binip, çevreyi tanımadığı halde denizde biraz açılmış... Bir müddet sonra bir yerde durmuş ve kitabını okumaya başlamış. Bir süre sonra güvenlik gelmiş. Sarışına:

- Günaydın, siz burada ne yapıyorsunuz? diye sormuş.

Sarışın da:

- Okuyorum!

Bunun üzerine güvenlik:

- Burada avlanmak yasak! demiş.

Oy ver:
loading
3(21 oy)

Nasreddin Hoca Akşehir'de kadılık vazifesini yürütürken karşısına iki adam çıkmış. Birisi öteden beri cimriliği ile tanınmış bir aşçı, diğeri de boynu bükük bir fakir. Aşçı sözü almış:

- Hocam! demiş; ben bu adamdan davacıyım. Dükkanın önünde fasulye pişiriyordum. Tencerenin kenarından buğusu çıkıyordu yemeğin. Bu adam elinde somunla geldi. Kopardığı lokmaları yemeğin buğusuna tutup başladı atıştırmaya. Nihayet koca bir ekmeği bitirdi. Ondan fasulye buğusunun parasını istedim, vermedi.

Nasreddin Hoca anlatılanları dikkatlice dinledikten sonra fakire dönüp:

- Doğru mu bunlar? diye sormuş.

- Evet, demiş fakir adam.

- Öyleyse para kesesini çıkar bakalım.

Oy ver:
loading
3(22 oy)

Temel arkeoloji profesörüdür ve Amerika'da gerçekleşecek bir arkeoloji konferansına davet edilir. Konferansta İngiliz bir profesör anlatmaya başlar:

- Biz ülkemizde yaptığımız bir kazıda yerin 25 metre altında telefon kabloları bulduk. Demek ki; bizim atalarımız yıllar önce telefon kullanmışlar.

Sonra da Amerikalı bir profesör söz alır:

- Biz ülkemizde yaptığımız bir kazıda yerin 50 metre altında telefon kabloları bulduk. Demek ki; bizim atalarımız asırlar önce telefon kullanmışlar.

Söz sırası Temel'e geldiğinde; Temel başlar anlatmaya:

Oy ver:
loading
3.5(6 oy)

30 yaşlarında bir adam ağır bir suçtan ömür boyu hapse mahkum olmuş. Birkaç yıl sonra, içerde günler geçmeyince koğuşunda gözüne çarpan bir karafatmayı alıp onunla ilgilenmeye başlamış. Neler öğretmemiş ki karafatmaya; Kibrit kutusundan araba çekmek, takla atmak, kurbağa taklidi yapıp zıplamak, yanan kibrit çöplerinin arasından korkmadan geçmek, selam vermek. Artık bu karafatma için, çok kolay oyunlar olmaya başlamış ve adam bunların arasına bir de final gösterisi ekleyelim diyerek karafatmaya çok özel bir oyun daha öğretmiş.

Oy ver:
loading
3.5(9 oy)

Sayfalar