Fıkralar

Fıkra; çeşitli ortamlarda, gülme-güldürme amaçlı anlatılan, kısa hikalerdir.

Adam sabah karanlığında balığa çıkmayı, sarışın karısı ise kitap okumayı çok seviyormuş. Bir gün Adam bir kaç saat balık avından sonra eve yorgun bir şekilde gelmiş ve uyumak için yatağa geçmiş. Sarışın da, fırsat bu fırsat deyip kocasının kayığına binip, çevreyi tanımadığı halde denizde biraz açılmış... Bir müddet sonra bir yerde durmuş ve kitabını okumaya başlamış. Bir süre sonra güvenlik gelmiş. Sarışına:

- Günaydın, siz burada ne yapıyorsunuz? diye sormuş.

Sarışın da:

- Okuyorum!

Bunun üzerine güvenlik:

- Burada avlanmak yasak! demiş.

Oy ver:
loading
3(21 oy)

Yaşlı kadın geminin güvertesinde denizi seyrediyormuş. Hava çok rüzgarlıymış ve şapkası uçmasın diye iki eliyle sıkı sıkı tutuyormuş... Derken bir genç adam teyzemize yaklaşmış:

- Hanımefendi, kabalık etmek istemem ama rüzgardan eteğinizin havalandığını bilmeniz gerek diye düşündüm...

Teyze hiç oralı olmamış:

- Evet ama ne yapabilirim, bu şapkayı iki elimle ancak tutabiliyorum, yoksa bırakayım uçsun mu?

- Ama hanımefendi ben demek istedim ki eteğiniz havalandıkça bazı yerleriniz görünüyor!!!

Teyzemiz adama şöyle bir bakmış ve gülümsemiş:

Oy ver:
loading
3.5(8 oy)

Nasreddin Hoca Akşehir'de kadılık vazifesini yürütürken karşısına iki adam çıkmış. Birisi öteden beri cimriliği ile tanınmış bir aşçı, diğeri de boynu bükük bir fakir. Aşçı sözü almış:

- Hocam! demiş; ben bu adamdan davacıyım. Dükkanın önünde fasulye pişiriyordum. Tencerenin kenarından buğusu çıkıyordu yemeğin. Bu adam elinde somunla geldi. Kopardığı lokmaları yemeğin buğusuna tutup başladı atıştırmaya. Nihayet koca bir ekmeği bitirdi. Ondan fasulye buğusunun parasını istedim, vermedi.

Nasreddin Hoca anlatılanları dikkatlice dinledikten sonra fakire dönüp:

- Doğru mu bunlar? diye sormuş.

- Evet, demiş fakir adam.

- Öyleyse para kesesini çıkar bakalım.

Oy ver:
loading
3(22 oy)

Karadenizli üç arkadaş tren istasyonuna gitmişler. İçlerinden biri gişeye yaklaşıp bilet almış ve trenin kalkmasına ne kadar zaman olduğunu sormuş. Bir saat on beş dakika... Arkadaşlarına dönmüş:

- Daha çok var, hadi gidip şu karşıki kafede çay içelim!

Oy ver:
loading
4(5 oy)

Temel hayattan hiç zevk almıyormuş her akşam başka bir barda sabahlara kadar içip eğlenmeye çalışıyormuş. Bir gün yine eğlenecek bir yer ararken; bir arkadaşı "Sarı Bar" diye bir yer önermiş. Temel akşam Sarı Bar'a gitmiş. Her akşam gittiği mekanlardan hiç farkı yokmuş. Eğlenecek bir şey bulamayınca yine sünger gibi içmeye başlamış.

Oy ver:
loading
4(30 oy)

Sayfalar