Fıkralar

Fıkra; çeşitli ortamlarda, gülme-güldürme amaçlı anlatılan, kısa hikalerdir.

Temel arkeoloji profesörüdür ve Amerika'da gerçekleşecek bir arkeoloji konferansına davet edilir. Konferansta İngiliz bir profesör anlatmaya başlar:

- Biz ülkemizde yaptığımız bir kazıda yerin 25 metre altında telefon kabloları bulduk. Demek ki; bizim atalarımız yıllar önce telefon kullanmışlar.

Sonra da Amerikalı bir profesör söz alır:

- Biz ülkemizde yaptığımız bir kazıda yerin 50 metre altında telefon kabloları bulduk. Demek ki; bizim atalarımız asırlar önce telefon kullanmışlar.

Söz sırası Temel'e geldiğinde; Temel başlar anlatmaya:

Oy ver:
loading
3.5(6 oy)

Kadın evinin camı kırılınca camcıya telefon etmiş. Camcı da aşırı küfürbaz bir adam ki; öyle böyle değil... Camcı telefonu açmış. Kadın sormuş:

- Alo camcı mı?

Camcı: - Evet camcı anasını satayım. (Aslında daha ağır küfür ediyormuş da...)

Kadın: - Bir cam vardı değiştirilecek...

Camcı: - Değiştiririz anasını satayım.

Kadın: - Hemen gelebilir misiniz?

Camcı: - Geliyorum anasını satayım.

Camcı eve gelmiş, kapıyı çalmış...

Oy ver:
loading
2(14 oy)

Adam, katlettiği yaşlı kadının evinden çıkmak üzereyken polis tarafından yakalanmış. Mahkemede, savcının elindeki en büyük deliller; adamın evden çıkarken yakalanmış olması ve adamın olay yerinde düşürdüğü şapkasıymış. Adamın avukatı öyle bir savunma yapmış ki; mahkeme adamın suçsuzluğuna ikna olup adam hakkında beraat kararı vermiş. Karar açıklanırken adam; avukatının kulağına eğilmiş ve sormuş:

- Şapkamı da verecekler mi?

Oy ver:
loading
5(2 oy)

Temel bir gün psikoloğa gitmiş. Derdini anlatmaya başlamış:

- Doktor bey, her gece rüyamda bir kapı görüyorum. Çekiyorum çekiyorum açılmıyor. Ne kadar zorlasam da kapıyı açamayıp, kan ter içinde uyanıyorum.

Doktor:

- Peki kapıda dikkatinizi çeken bir şey var mı?

Temel:

- Evet var. Üzerinde "İtiniz" yazıyor!...

Oy ver:
loading
3(16 oy)

Döviz bürosundaki görevli eline geçirdiği 100$'lık baknotu uzun incelemiş fakat sahte olup olmadığını anlayamamış. Bu arada döviz bürosunda bulunan Temel de Türk yardım severliğiyle atılmış: "Hemşerum ver bir de ben bakayım" demiş. Görevli parayı Temel'e vermiş. Temel tek bakışta demiş ki; "Bu para sahte!". Görevli ve döviz bürosundaki diğer insanlar hayrete düşmüş; "Bir bakışta nasıl da şıp diye anladınız?" diyerek... Temel de durumu açıklamış:

- Bakın aslında anlaması çok kolay! Bunun üstünde Atatürk resmi yok!...

Oy ver:
loading
4(29 oy)

Sayfalar