Fıkralar

Fıkra; çeşitli ortamlarda, gülme-güldürme amaçlı anlatılan, kısa hikalerdir.

Timurlenk, Akşehir de karargah kurulunca şehir halkı adına, Nasrettin Hoca ile eşraftan iki zat hatır sormaya gittiler. Kahveler içilip sohbet edildikten sonra, Timur sormuş:

- Karargahımı nasıl buldunuz?

Beylerden biri cevap vermiş:

- Çok güzel ama fena bir koku var!

Timur fena halde kızmış, yanındakilere emir vermiş:

- Alın şu adamı, boynunu vurun!

Ve öteki beye dönmüş:

- Koku var mı?

Adam korkusundan:

- Ne münasebet efendimiz, misk-ü amber kokuyor, deyince Timur gene kızmış:

Oy ver:
loading
4.5(11 oy)

Bir gün sınıfta öğretmen Olcay'a sormuş:

- Oğlum Olcay bir gemin var ve o geminle bir gün denize açılıyorsun ve tam denizin ortasındayken birden bir fırtına kopuyor. Ne yaparsın?

- Demir atarım öğretmenim.

- Peki onu atlatıyorsun ama ardından bir fırtına daha kopuyor. Ne yaparsın?

- Yine demir atarım öğretmenim.

Öğretmen ısrarlı.

- Ya bir tanesi daha çıksa ne yaparsın?

- Tekrar demir atarım!

En sonunda öğretmen dayanamayarak sorar:

- Oğlum sen bu kadar demiri nereden buluyorsun?

Oy ver:
loading
5(1 oy)

Adamın biri varını yoğunu oğlu için harcıyormuş. Oğul da ne bulursa har vurup harman savuruyormuş. Zaman içinde babanın elinde avucunda pek bir şey kalmamış. Para çevirilebilecek her şeyi satıp bir makina almış. Oğlunu makinanın başına götürmüş. Almış karşısına:

- Bak oğlum bu makina elimizde kalan son şey. Bunu da sen işleteceksin. Şimdi bak; makinenin bir tarafından ineği atıyorsun diğer taraftan sosis olarak çıkıyor.

Oy ver:
loading
4(12 oy)

Soğuk bir kış akşamı, Mc Donald's kapısından içeri yaşlı bir amcayla teyze girmişler. Bir masaya oturmuşlar. Derken amca, kasaya gidip bir hamburger, bir büyük boy patates ve bir büyük Cola almış. Elinde tepsiyle masaya dönmüş. Hamburgeri ikiye bölerek yarısını teyzenin önüne koymuş. Patatesleri tek tek sayarak onların da yarısını teyzeye vermiş. Sonra Cola kutusunu da ortaya koymuş. Önce bir yudum kendisi içiyor sonra da teyze bir yudum alıyormuş. Herkes ne tatlılar, iki tonton buraya gelmişler, bir kişilik yemeği ikisi yiyorlar zavallıcıklar diye onları izliyormuş.

Oy ver:
loading
4(4 oy)

Bir bankanın zirai krediler bölümünde çalışan bir ziraat mühendisi, zirai kredi başvurularını yerinde incelemek için bir köye iş ziyaretinde bulunur. Akşam hava kararmak üzereyken köyden ayrılır. Yarı yolda arabası arızalanır ve inip baktığında tamirinin mümkün olmadığını görür. Bu gece burada bir başıma ne yapacağım diye kaygılanırken ileride bir ev olduğunu ve ışığının yandığını görür. Eve giderek kapıyı çalar. Kapıyı genç ve oldukça güzel bir bayan açar. Ve bayan şöyle der:

Oy ver:
loading
4(5 oy)

Sayfalar