Fıkralar

Fıkra; çeşitli ortamlarda, gülme-güldürme amaçlı anlatılan, kısa hikalerdir.

Adamın biri çok zenginmiş ama bir o kadar da kötü bir insanmış. İçki kumar her şey ondaymış. Aynı zamanda cimriymiş. Bir gün adam sokakta yürürken cebinde ellibin lira görmüş. Hiç bir işe yaramayacağını düşünüp tam atacakken bir dilenci görmüş ve parayı dilenciye vermiş. Ertesi gün adam ölmüş ve melekler adamın kitabını açmış. Hayatında hiç iyilik yapmadığını görmüşler. Adama kendisini cehenneme atacaklarını söylemişler. Adam bu söze itiraz edip; bir dilenciye ellibin lira verdiğini söylemiş. Meleklerle yarım saat tartışmış, bu adamı alıp baş meleğe götürüp durumu anlatmışlar.

Oy ver:
loading
4(23 oy)

Delileri başka hastaneye uçakla nakil yapıyorlarmış. Uçak havalandıktan sonra uçakta müthiş bir gürültü... Kaptan pilot çok rahatsız olmuş sesten. Bu gürültüyle bu yolculuk çekilmez deyip delilerin başındaki hemşireyi çağırtmış. "Hemşire hanı bunları bir oyunla falan oyalasanız!" demiş. Hemşire "Tamam!" deyip çıkmış. Kısa bir süre sonra uçakta çıt sesi bile kalmamış. Pilot merak etmiş, kabinden çıkıp hemşirenin yanına gitmiş, bakmış ki hemşire tek başına oturuyor. Pilot:

- Hemşire hanım hastalar nerede? diye sormuş.

Hemşire cevap vermiş:

Oy ver:
loading
4(21 oy)

Dört üniversite öğrencisi, uyanamadıkları için matematik finaline geç kalırlar. Okula gidince hocaya otobüsün lastiğinin patladığını söylerler. Hoca inanmaz ama öğrencilerinin yalvarmalarına dayanamayarak, onlara ayrı bir sınav yapar. Hoca dört öğrenciyi boş salonun köşelerine yerleştirir. 100 üzerinden 50 puan alan sınavı geçecektir. Öğrenciler çabucak ön sayfadaki 10 puanlık 4 tane basit matematik sorusunu çözerler. Sınav kağıdını çevirdiklerinde ise 60 puanlık tek bir soru vardır: "Otobüsün hangi lastiği patladı?"

Oy ver:
loading
4(41 oy)

Sarışın güzel ve sevgilisi sonunda evleniyorlardı. Sarışın ailesiyle birlikte oğlanın evinde kalıyordu, ertesi gün de düğünleri olacaktı. Genç çift birlikte geç saatlere kadar romantik bir ortamda el ele oturdular. Sarışın:

- Artık yatma vakti geldi. Düğünümde gözaltı torbalarımın şiş görünmesini istemiyorum.

Oğlan:

- Sevgilim artık sabrım kalmadı, gel yanımda yat. Nasıl olsa yarın evleneceğiz.

Oy ver:
loading
4(73 oy)

Bir imam, bir haham ve bir papaz birlikte orman içindeki yoldan evlerine dönüyorlarmış. Derken orman içindeki bir göl kenarında mola vermişler. Hava da aksi sıcak mı sıcak... Adeta ortalık kavruluyor... Demişler hadi göle girip biraz serinleyelim. Kıyafetleri çıkarıp göle girmişler. Çıktıklarında bir de ne görsünler? Kıyafetler yok!

Aramışlar taramışlar ama nafile... Etrafta da kimsecikler yok! Haham demiş ki:

Oy ver:
loading
4(18 oy)

Sayfalar