Fazla ısınmış ilişkilerin, istenmeyen sonuçları birden ortaya çıkıveriyor. Cici genç kızlar, aralarında söyleşiyorlar:
- Neee? Bebek mi bekliyorsun?
- Evet, doktor söyledi.
- Babası kim?
- Bilmem... Doktor söylemedi...
Öğretmen, tarih dersinde Hasan'a sordu:
- Bana yüzyıl önce olmayan birkaç şey söyle bakalım!
Hasan düşündü:
- Örneğin ben yoktum, dedi.
Öğretmen güldü:
- Biliyorum senin olmadığını, dedi ve başka örnekler vermesini istedi.
- Örneğin siz de yoktunuz!
Ali eve üzgünce gelir. Annesi:
- Ne oldu Ali? der.
Ali anlatmaya başlar:
- Bugün okulda arkadaşlarım öğretmenin sandalyesine raptiye koydular!
Annesi:
- Bunda senin suçun ne oğlum? der.
Ali:
- Ben de öğretmene raptiye oturmasın diye; tam oturucakken sandalyeyi çektim!...
Abdülhak Hamit’in evindeki sohbette, konu gençlik ve ihtiyarlıktan açılır. Yaşı geçmiş bir hanım, Abdülhak Hamit’e döner ve:
- Efendim, gönül kocamaz! der.
Abdülhak Hamit cevap verir:
- Kocamaz efendim ama kocamış bir vücut içinde oturmak da istemez!
Evlenmek isteyen genç adam, arkadaşına dert yanıyordu:
- Ne yapacağımı bilemiyorum, dedi. Annem ve babamla tanıştırmak için eve getirdiğim kız arkadaşlarımın hiçbirini anneme beğendiremiyorum.
Arkadaşı, ona yardımcı olmak istedi, akıl verdi:
- Kolayı var bu işin, dedi. Sen de annene benzeyen bir kız bul.
Evlenmek isteyen genç adam, o yöntemi de denediğini söyledi:
- Fakat yine de başaramadım, dedi. Bu kez de babama beğendiremedim kızı!...