Kısa Fıkralar

Abdülhak Hamit’in evindeki sohbette, konu gençlik ve ihtiyarlıktan açılır. Yaşı geçmiş bir hanım, Abdülhak Hamit’e döner ve:

- Efendim, gönül kocamaz! der.

Abdülhak Hamit cevap verir:

- Kocamaz efendim ama kocamış bir vücut içinde oturmak da istemez!

Oy ver:
loading
1.5(2 oy)

Adamın geleneksel yapısı; geniş alınlı, uzun burunlu, burnuna yakın masmavi gözler, belirgin bir çene, uzun sırt, nispeten kısa bacaklar. Günlerden bir gün nur topu gibi oğlu olur. Hokka gibi burun, zeytin gibi gözler, son derece orantılı bir vücut... Kısacası; arslan parçası bir delikanlı. Baba hayatından çok memnundur. Aradan iki yıl geçer... Adam karısına gururla sorar:

- Bu çocuk kime benziyor?

Muhterem eşi:

- Sen tanımazsın!

Oy ver:
loading
3(6 oy)

Futbol maçı başlamadan önce iki takımdan birinin kaptanı, hakemi bir köşeye çekip:

- Hocam... der; sen bizim takımın durumunu bilmezsin... Bu maçı bize kaybettirecek olursan, bizimkiler seni ne yapar bilir misin?

- Ne yaparlar?

- Seni parça parça ederler...

Hakem cevap verdi:

- Anlaşıldı, siz bu oyunda berabere kalacaksınız...

- Neden?

- Öteki takımın kaptanı da bana aynı sözleri söyledi de ondan!...

Oy ver:
loading
4(6 oy)

Küçük kız, o gün başından geçen olayı annesine anlatıyordu:

- Anneciğim, bugün okuldan dönerken otobüs birden bire fren yapınca bir kız yere yuvarlandı. Otobüste bulunan bütün arkadaşlar güldü ama ben gülmedim...

- Aferin kızım, çok iyi etmişsin! Düşen çocuğu tanıyor muydun?

- Bendim anne!...

Oy ver:
loading
4(21 oy)

Hemşire, doktora hastayı gönderdi:

- Kalbini dinlemek için ne zaman eğilsem, kalp atışları hızlanıyor. Ne yapsak?

- Önlüğünü ilikle!..

Oy ver:
loading
0(0 oy)

Sayfalar