Kısa Fıkralar

İki deli çölde seyahat ediyormuş. Bir vahada durup yanlarındaki yemekleri yemeye karar vermişler. Delilerden biri su içerken cam şişesinin kapağını açıyor, içince geri kapatıyormuş. Bunu sürekli tekrarlayınca yanındaki neden böyle yaptığını sormuş. O da "Eğer şişe düşüp kırılırsa içindeki su dökülmesin diye" demiş.

Oy ver:
loading
3(13 oy)

Adam doktora gitmiş. "Doktor bey ben her şeyi çift görüyorum!" demiş, "Yok mu bir çaresi?". Doktor sormuş:

- Üçünüz de mi?

Oy ver:
loading
5(1 oy)

Adamcağız hemoroidden öyle çekmiş ki... Derken biri akıl verip kahve telvesi sür deyince, bir yerden kahve bulmuş, bol bol sürmüş ama... Ağlaya sızlaya doktora koşmuş... Soyunmuş, eğilmiş. Doktor da eğilmiş, bakarken hasta sormuş;

- Ne var doktorcuğum? Ne gördün?

- Sana bir kısmet var. Vallahi bir yol görünüyor ama iki vakit mi desem yoksa üç vakit mi bilmiyorum!...

Oy ver:
loading
5(2 oy)

Çok değerli olan kütüphanesini millete vakfeden Koca Ragıp Paşa, onların bakımı  için tanıdıklarından birini memur tayin eder. Bir gün ansızın kütüphanesini ziyarete giden Paşa, etrafı ve kitapları toz, toprak içinde bulunca canı çok sıkılır ve belli etmemeye çalışarak:

- Seni tebrik ederim yavrum, der. Gerçekten de gerçekten de emniyetli bir adammışsın. Teslim edilen şeylere hiç el sürmemişsin, âferin!

Oy ver:
loading
3.5(10 oy)

Hocanın bir gün subaşıya işi düşer. Adam haraç ve rüşvet yiyen birisidir. Hoca fakir, ne yapsın. Bir çömleğe toprak doldurur ve üstüne bal sıvar. Gitmiş işini görmüş, ilamını almış. Ertesi gün kapısında bir adam bitmiş:

- Hoca demiş, subaşı ilamda bir kusur etmiş. Geri istiyor...

Hoca yutar mı:

- Kusura bakmasın evlat, demiş. Kusur ilamda değil çömlekteydi!...

Oy ver:
loading
3.5(22 oy)

Sayfalar