Kısa Fıkralar

Bir gün Bismark, harpte yararlilik gösteren bir askere madalya takarken:

- Asker, 100 altın mı istersin, yoksa bu madalyayı mı?

Asker:

- Madalyanın kıymeti nedir, der.

Bismark:

- Maddi değeri aşağı-yukarı üç altın, diye cevap verir.

Asker:

- Öyleyse 97 altınla madalyayı isterim!

Oy ver:
loading
2.5(3 oy)

Yaşamaktan iyice bıkan delilerden biri intihar etmeye karar verir. Eline bir ip alır ipi önce beline sonra yüksek bir ağaca bağlar. Başlar sallanmaya. Durumu farkeden gardiyan sorar:

- Sen ne yapıyorsun?

Deli:

-İntihar ediyorum, der.

Gardiyan:

- Hiç öyle intihar edilir mi ipi beline bağlayacağına boğazına bağlasana, der.

Deli:

- Onu da denedim ama o zaman nefes alamıyorum, der.

Oy ver:
loading
3.5(4 oy)

Temel ava çıkmış, eli boş dönmemek için kasaptan bir tavşan almış. Eve gelince Fadime sormuş:

- Bu nedir? Soyulmuş tavşanı nasıl avladın?

Temel açıklamış:

- Sevişirken yakaladım!... Giyinmeye firsatı olmadı!...

Oy ver:
loading
4(6 oy)

Öğretmen derste çocuklara dönerek sorar:

- Söyleyin bakalım, kuzeyimizde karadeniz, güneyimizde akdeniz, batımızda ege denizi varsa; ben kaç yaşındayım?

Arka sıralardan bir parmak kalkar:

- Kırkdört öğretmenim!

Gerçekten de o yaşta olan öğretmen şaşırır:

- Doğru! Ama nasıl bildin?...

- Gayet kolay öğretmenim! Benim yarı manyak bir ağabeyim var. Tam yirmi iki yaşında. Onun yaşını iki ile çarpınca sizin yaşınız çıkıyor!...

Oy ver:
loading
4(4 oy)

Hans birgün eve gelmiş ve ailesi yemek masasındayken:

- Ben bir karar aldım ve Salomon'la evlenmeye karar verdim!

Bunu duyan aile şaşkınlık içinde ve hep bir ağızdan:

- Ne?! Ama o bir yahudi?!

Oy ver:
loading
3.5(11 oy)

Sayfalar