Kısa Fıkralar

Öğretmen derste çocuklara dönerek sorar:

- Söyleyin bakalım, kuzeyimizde karadeniz, güneyimizde akdeniz, batımızda ege denizi varsa; ben kaç yaşındayım?

Arka sıralardan bir parmak kalkar:

- Kırkdört öğretmenim!

Gerçekten de o yaşta olan öğretmen şaşırır:

- Doğru! Ama nasıl bildin?...

- Gayet kolay öğretmenim! Benim yarı manyak bir ağabeyim var. Tam yirmi iki yaşında. Onun yaşını iki ile çarpınca sizin yaşınız çıkıyor!...

Oy ver:
loading
4(4 oy)

Bir gün Bismark, harpte yararlilik gösteren bir askere madalya takarken:

- Asker, 100 altın mı istersin, yoksa bu madalyayı mı?

Asker:

- Madalyanın kıymeti nedir, der.

Bismark:

- Maddi değeri aşağı-yukarı üç altın, diye cevap verir.

Asker:

- Öyleyse 97 altınla madalyayı isterim!

Oy ver:
loading
2.5(3 oy)

Bütünleme sınavına girmişti Hakan. Akşam evde babası sınavının nasıl geçtiğini sordu:

- Sorulara cevap verebildin mi, oğlum?

- Evet babacığım... Ne sordularsa tümüne tek tek cevap verdim.

- Peki, ne cevaplar verdin bakalım?

- Bilmiyorum, dedim babacığım!...

Oy ver:
loading
2.5(5 oy)

Yavru kutup ayısı annesine sorar:

- Anne sen kutup ayısı mısın?

- Evet yavrum!

- Peki ben kutup ayısı mıyım?

- Evet yavrum!

Sonra babasının yanına gider...

- Baba sen kutup ayısı mısın?

- Evet yavrum!

- Peki ben kutup ayısı mıyım?

- Evet yavrum!

Buradan da ablasının yanına...

- Abla sen kutup ayısı mısın?

- Evet canım!

- Peki ben kutup ayısı mıyım?

- Evet canım!

- Eee... Ben niye üşüyorum anasını satayım!!!

Oy ver:
loading
4(11 oy)

Temel yağmurlu havada elinde şemsiyeyle gidiyormuş ama elindeki şemsiyenin ortasında bir delik olduğundan ıslanmaktan kurtulamıyormuş. Temel'in bu halini gören Dursun seslenmiş:

- Ha uşağum, eline sağlam pi şemsiye alaydun ya! Boyle yağmurda ıslanmazidun.

- Haçan olur mi? O teluği pen teldum. Yoksa yağmurun turduğuni nasil anlayacakidum?...

Oy ver:
loading
4(32 oy)

Sayfalar