İki horoz gizlice bir evin mutfağından içeri girmiş. Bir süre etrafı gezdikten sonra horozlardan biri ocağın yanında bir kitap görmüş. Kitabın üzerinde yumurta yapmanın yüz şekli yazıyormuş. Heyecanla bağırmış:
Gözleri görmeyen, bekar ve fakir bir Kayserili -nereden rast geldiyse- bir cine rastgelmiş. Cin, Kayserili'ye demiş ki:
- Benden bir dilek hakkın var... Ne istiyorsan dile, yerine getireyim!
Kayserili'yi almış bir düşünce... Zavallı gözlerinin açılmasını mı istesin?.. Evlenmek mi istesin?.. Yoksa zenginlik mi istesin?.. Bilememiş. Uzunca süre düşündükten sonra cine dönmüş ve dileğini söylemiş:
- Oğlumu, altınlarımı sayarken görmek istiyorum!...
Bir adam, çocuğu olacak diye çok seviniyormuş. Adamın karısı gebe kaldıktan sonra adam çok sevinmiş ve kadın hastaneye doğuma gitmiş. Adam kapının önünde beklerken, hemşire çıkmış: "Bir oğlunuz oldu" demiş. Adam deli gibi mutlu olmuş. Ama tam bu sırada hemşire çıkmış: "İkiziniz oldu" demiş. Adam ona da sevinmiş ama ardı arkası kesilmemiş. Üçüz, dördüz derken, adam içeri dalmış: "Kapatın şu deliği..." demiş, "Işığı gören geliyor!..."