Kısa Fıkralar

Öğretmen Ali'yi tahtaya kaldırmış. "At koştu... Suya düştü... Boğuldu!" cümlesini ingilizceye çevirmesini istemiş. Ali de çevirmiş:

- Dettah, dıgıdık dıgıdık dıgıdık... Cumburlop... Gulu gulu gulu!...

Oy ver:
loading
4(30 oy)

Kadın, kızını da yanına alıp; muayene olmak amacıyla doktora gider. Doktor, hasta olanın genç kız olduğunu zannederek:

- Lütfen, muayene için paravanın arkasına geçip soyunun!

Anne:

- Doktor oğlum hasta olan kızım değil, benim!

Morali bozulan doktor:

- E o zaman paravana gerek yok!... Ağzını açar mısın teyzeciğim?..

Oy ver:
loading
3(2 oy)

İki polis rasathanenin önünde bir ceset bulmuşlar, biri diğerine:

- Hadi şunun raporunu yaz! demiş.

Raporu yazan sormuş:

- Rasathane nasıl yazılır biliyor musun?

Diğeri:

- Ne kadar cahil adamsın yahu!... Tut ucundan şu karşıdaki postanenin önüne taşıyalım.

Oy ver:
loading
2(4 oy)

Adamın birisi eve geldiğinde karısının kolunda çok pahalı altın bir saat görünce şok olur. Onu nereden aldığını sorar. Kadın:

- Komşumuz Celal bey verdi, der.

Adam:

- Sana bedavaya bu kadar pahalı saati nasıl verdi? deyince...

Kadın:

- Ne bedavası canım? Bunu almak için ben de ona 6 saat verdim!...

Oy ver:
loading
4(45 oy)

Doksanlı yaşlara yaklaşmış iki yaşlı kadın sohbet ediyorlarmış.

- Benimki bu sıralarda kötü bir alışkanlık edindi. Tırnaklarını yemeye başladı. Ne yaptıysam vazgeçiremedim. Sinirlerimi bozuyor.

- Haklısın benimki de bir ara başladı ama uyguladığım tedbirlerle tırnak yemesini engelledim.

- Çok iyi! ne yaptıysan bana da öğret lütfen.

- Kolay dişlerini sakladım...

Oy ver:
loading
4.5(3 oy)

Sayfalar