Kısa Fıkralar

Temel ava çıkmış, eli boş dönmemek için kasaptan bir tavşan almış. Eve gelince Fadime sormuş:

- Bu nedir? Soyulmuş tavşanı nasıl avladın?

Temel açıklamış:

- Sevişirken yakaladım!... Giyinmeye firsatı olmadı!...

Oy ver:
loading
4(6 oy)

Çok değerli olan kütüphanesini millete vakfeden Koca Ragıp Paşa, onların bakımı  için tanıdıklarından birini memur tayin eder. Bir gün ansızın kütüphanesini ziyarete giden Paşa, etrafı ve kitapları toz, toprak içinde bulunca canı çok sıkılır ve belli etmemeye çalışarak:

- Seni tebrik ederim yavrum, der. Gerçekten de gerçekten de emniyetli bir adammışsın. Teslim edilen şeylere hiç el sürmemişsin, âferin!

Oy ver:
loading
3.5(10 oy)

Genç bir şair, saçma sapan şiirlerini Victor Hugo’ ya okuduktan sonra:

- Üstad şiirlerimi nasıl buldunuz? diye sormuş...

Victor Hugo:

- Vezinsiz, kafiyesiz ve manasız bir şey yazmak istemiş ve buna muvaffak olmuşsunuz... Bravo doğrusu!...

Oy ver:
loading
5(2 oy)

Fatih Sultan Mehmet, çarşıyı teftiş ederken yanına sokulan dilenciye bir altın vermiş. Dilenci parayı alınca:

- Aman Sultanım, demiş. Koskoca bir padişah, kardeşine bu kadar mı para verir?

Fatih Sultan Mehmet, nereden kardeş olduklarını sorunca... Dilenci:

- İkimiz de Hz. Adem'in soyundan değil miyiz? demiş.

Fatih Sultan Mehmet:

- Bu keşfini sakın başkasına söyleme... Diğer kardeşlerimiz de pay isterse, senin payına bu bir altın da düşmez!...

Oy ver:
loading
3.5(10 oy)

Abdülhak Hamit’in evindeki sohbette, konu gençlik ve ihtiyarlıktan açılır. Yaşı geçmiş bir hanım, Abdülhak Hamit’e döner ve:

- Efendim, gönül kocamaz! der.

Abdülhak Hamit cevap verir:

- Kocamaz efendim ama kocamış bir vücut içinde oturmak da istemez!

Oy ver:
loading
1.5(2 oy)

Sayfalar