Kısa Fıkralar

Adamın biri çok kuvvetli öksürüyormuş, doktora gitmiş derdini anlatmış. Doktor da adama yanlışlıkla öksürük ilacı yerine, müshil ilacı vermiş ve demiş ki: "Bir hafta boyunca yemeklerden sonra iç ve yanıma gel.". Adam bir hafta sonra gelince, Doktor: "Öksürüğün nasıl oldu?" diye sormuş. Adam da: "Cesaret edip de öksüremiyorum ki!" demiş.

Bir konfeksiyon atölyesi 15-16 yaşlarında yetiştirilmek üzere, eleman arıyordu... Selim Bey de kızının böyle bir işe başlamasını istiyordu. Kızını konfeksiyon atölyesine götürdü. Patronla görüşmek istediğini söyledi. Selim Bey’in kızı çok güzel ve etine dolgundu... Selim Bey, atölyenin patronuna:

- Kızımın burada çalışmasını istiyorum! Eti benim kemiği senin, dedi.

Patron:

- Tamam olur, dedi. Ancak, bir şartla... Eti benim, kemiği senin olacak!...

Bir adam işten eve otobüs ile gitmek istemiş. Otobüste eski bir arkadaşına rastlamış. Arkadaşı:

- Dostum bu ne hal maymuna dönmüşsün, demiş.

Adam da:

- Dur o zaman biraz da cama döneyim, demiş.

Antika eşya mağazasında müşteri satıcıya sordu:

- Bu kafatası gerçekten Kleopatra'ya mı ait?

Satıcı garanti verdi:

- Yemin ederim öyle!

Müşteri merakla tekrar sordu:

- Peki bu küçük kafatası kime ait?

- Bu da Kleopatra'nın çocukluk kafatası!...

Deli hastahanesindeki deliler 4 yıldan beri aynı deliğe bakıyorlarmış. Doktorlar da delilerin 4 yıldan beri neye baktıklarını merak etmiş ve sıraya girmişler. Bakan arkaya geçiyormuş. Doktorlar bakıp da hiç birşey göremeyince, delilere bu delikte birşey göremediklerini söylemişler. Deliler de: "Biz 4 senedir bakıyoruz bir şey göremiyoruz siz bir bakmayla görebilir misiniz hiç?" demişler.