Kısa Fıkralar

Küçük kayseriliye öğretmeni sormuş:

- Altı kere altı?

- Otuz dokuz.

- Otur, sıfır.

Arkadaşı sorar:

- Bildiğin halde neden otuz dokuz dedin?

- Pazarlık edecektim, anlamadı...

Oy ver:
loading
3.5(6 oy)

Bayan profesör, solunum olayını sormak amacıyla; sigarasından bir nefes çekip
ögrencisinin yüzüne üfledi:

- Söyle bakalım, bu nedir?

- Terbiyesizliktir efendim!...

Oy ver:
loading
4(15 oy)

Baba öfkeyle bağırıyordu:

- Rezalet! Kepazelik! Okulda iyice sermişsin. Hiç çalışmıyorsun!

- Ama baba, o kadar çok ders yığılıyor ki, başarmak imkânsız.

- Ne demen imkânsız? Ben Türkçede imkânsız diye bir kelime bilmiyorum.

Babasının bu sözü üzerine, oğlu odadan çıktı. Banyodan dişmacunu tüpünü alıp döndü, tüpü masanın üzerine sıkıp boşalttı. Sonra seslendi:

- Haydi bakalım, doldur şimdi bu macunu tüpe!

Oy ver:
loading
2.5(4 oy)

Kekemenin biri bir gun Beşiktaş'ta kekeme okulunu ararken okulun yerini bulamamış. Yakınındaki bir bakkala girip:

- Kakakakarrdesssss, bubububurraaalarrrrdaddadada bir kekekemememe okukukukuluuu varmış, nenenenerededede bibibiliyorr musususun?
diye sormuş.

Bakkal da:

- Okulun yerini bilmiyorum ama ağabey, senin okula hiç ihtiyacın yok bence, gayet iyi kekeliyorsun!...

Oy ver:
loading
4(9 oy)

Adam, katlettiği yaşlı kadının evinden çıkmak üzereyken polis tarafından yakalanmış. Mahkemede, savcının elindeki en büyük deliller; adamın evden çıkarken yakalanmış olması ve adamın olay yerinde düşürdüğü şapkasıymış. Adamın avukatı öyle bir savunma yapmış ki; mahkeme adamın suçsuzluğuna ikna olup adam hakkında beraat kararı vermiş. Karar açıklanırken adam; avukatının kulağına eğilmiş ve sormuş:

- Şapkamı da verecekler mi?

Oy ver:
loading
5(2 oy)

Sayfalar