Kısa Fıkralar

Okula yeni başlayan Emre'ye, teyzesi harçlık verir. Emre hiçbir şey söylemeden parayı cebine atınca, annesi:

- Oğlum, teyzen sana para verdi... Ona bir şey demeyecek misin? Hani baban bana para verince ben ne diyordum?

Emre suratını asarak:

- Hepsi bu kadarcık mı?

Oy ver:
loading
3.5(15 oy)

Çok değerli olan kütüphanesini millete vakfeden Koca Ragıp Paşa, onların bakımı  için tanıdıklarından birini memur tayin eder. Bir gün ansızın kütüphanesini ziyarete giden Paşa, etrafı ve kitapları toz, toprak içinde bulunca canı çok sıkılır ve belli etmemeye çalışarak:

- Seni tebrik ederim yavrum, der. Gerçekten de gerçekten de emniyetli bir adammışsın. Teslim edilen şeylere hiç el sürmemişsin, âferin!

Oy ver:
loading
3.5(10 oy)

İki kuş bir iletişim hattında güneşin bakışını seyrediyorlarmış. Erkek kuş bir türlü yerinde duramıyormuş. Dişi dayanamamış sormuş:

- Havasından mıdır? Suyundan mıdır? Bilemiyorum, ne zaman buraya gelsek sana hayır diyemiyorum.

Erkek kuş içinden kıs kıs gülmüş:

- Bu 900'lü hatlar da olmasaydı, evet diyeceğin yoktu zaten.

Oy ver:
loading
3.5(10 oy)

Futbol maçında seyirciler yanlış kararlar veren orta hakeme bağırmaktadırlar:

- İ...ne hakem, i...ne hakem!!!

Bu çirkin tezahürat üzerine orta hakem, yan hakemlerden birinin yanına koşar ve şiddetle çıkışır:

- İlişkimizden kimlere bahsettin?

Oy ver:
loading
3.5(5 oy)

Bir Türk NATO'da havacı olarak askerliğini yapıyormuş. Yabancı komutan askerlere paraşütle nasıl atlanacağını öğretmiş. "Uçaktan atlayınca birinci ipi çekeceksiniz. Paraşüt açılmaz ise ikinci ipi çekeceksiniz. Yine açılmadı, o zaman Meryem Ana'ya dua etmeye baylayabilirsiniz".

Bizim Türk uçaktan atlar. Birinci ipi çeker parasüt açılmaz, ikinci ipi çeker yine açılmaz. O sırada yanından yavaş yavaş süzülerek geçen komutana bağırır:

- Komutanım!... Komutanım!... O karının adı neydi?

Oy ver:
loading
3.5(5 oy)

Sayfalar