Kısa Fıkralar

Yıl sonunda öğrenci, uzaktaki ailesine gönderdiği faksta şunları yazıyordu: "Babacığım okullar kapandı. Ögretmenler beni çok seviyorlar. İmtihanlara tekrar bekliyorlar!"

Oy ver:
loading
5(3 oy)

Huzurevinin bahçesinde iki tonton yaşlı adam bir banka oturmuş laflıyorlar:

- Aaah... Ah! yaş oldu 73, elim ayağım tutmuyor, her tarafım ağrıyor. Benle aynı yaşta değil misin ya sen kendini nasıl hissediyorsun?

- Yeni doğmuş bir bebek gibi!

- Aa? Nasıl yani?

- Kafada saç yok, ağızda diş yok, galiba az önce de altıma yaptım!...

Oy ver:
loading
3.5(6 oy)

Temel Cemal'e sormuş:

"Cemal haçan tezek netur?"

"Yakıt olarak kullanılan, kurutulmuş poktur"

"Peçi cübre netur?"

"O ta bitkilere yararlı, işlenmiş poktur"

"Sen de her poku pileysun!..."

Oy ver:
loading
3(12 oy)

Erzurum'lunun biri İstanbul'a çalışmaya gider. Erzurum'a dönünce karısına; İstanbul'lu hanımların, akşam eve dönen kocalarını kapıda nasıl karşıladıklarını, "Hoş geldin kocacığım. Üşümüşsün. Yorulmuşsun." gibi nazik laflar ettiklerini anlatmış. Belli ki; o da karısının kendisini öyle karşılamasını istiyor. Akşam eve gelmiş... Kar, tipi, soğuk... Karısı kapıyı açmış:

- Uy kocacığım! İt gibi titriyirsin...

Oy ver:
loading
3.5(18 oy)

Akşam geç saatte eve gelen Hoca pencerede bir karaltı görür. Hanımına sus işareti yaparak tüfeğini doğrulttuğu gibi ateşler. Eve girerler, bir de bakarlar ki ateş ettikleri Hocanın cüppesi... Hoca:

- Hanım ucuz kurtulduk! Ya içinde ben olsaydım!...

Oy ver:
loading
4(30 oy)

Sayfalar