Nasreddin Hoca Fıkraları

Nasreddin Hoca karakteri kurnazlığı ve hazırcevaplığıyla meşhurdur. Ayrıca her fıkrası ayrı bir ibret kaynağı olup, çocukların zihinsel ve ahlaki yönden gelişmesi için tavsiye edilmektedir.

Aksak Timur, Hoca'nın köyüne uğrar. Köylü, padişahı layıkıyla ağırlar. Padişah da giderken bu konukseverliğe karşılık:

- Köyünüze bir fil hediyem olsun! der ve gider.

Fil bu zamanla bağ bahçe koymaz her yanı talan eder. Köylü ne yapsın? Çaresiz, padişahın hediyesi diye ses çıkaramaz. Hoca'ya, hocam perişan olduk bizi kurtar, biz bu file bir şey yapsak padişah kellemizi alır derler. Hoca:

- Benimle gelin padişaha durumu arz edeyim! der.

Oy ver:
loading
4(20 oy)

Hocanın canı meyve ister dalar birinin bahçesine... Ağaca çıkar ne bulursa atıştırır. Bahçenin sahibi gelir:

- Ne yapıyorsun benim ağacımda? diye sorar.

Hoca:

- Ben bülbülüm! der.

Adam:

- Hadi, öt de görelim!

Hoca ağzını büzerek bir takım sesler çıkarır. Adam kahkaha atar:

- Hiç böyle bülbül olur mu?

Hoca:

- Bülbülün acemisi böyle öter!!!

Oy ver:
loading
4(18 oy)

Palavracının biri başına topladığı üç beş cahile karşı övünüp duruyormuş:

- İşte ben güçlü ve maharetli bir adamım! Evet, ben Halep'te bulunduğum sıralarda altmış arşın uzağa atlamış bir kimseyim!..

Nasreddin Hoca da bu sırada oradan geçiyormuş. Palavracının yanına yaklaşıp:

- Yaa! demiş. Demek sen altmış arşın atlarsın? Haydi atla da görelim!

Adam hık mık etmiş:

- Ama... demiş. Ben Halep'te atlamıştım!

Hoca kızmış:

- Canım! demiş. Halep oradaysa arşın burada!

Oy ver:
loading
4(5 oy)

Nasreddin Hoca'nın bir komşusu varmış. Devamlı Hoca'dan bir şeyler ister ama geri vermezmiş. Hoca da haliyle sıkılmaya başlamış bu işe... Yine bir gün komşusu gelmiş Hoca'ya:

- Hocam, bizim ip koptu. Sende var mı 5 metre kadar? Yarın çarşıdan alınca geri veririm senin ipi, demiş.

Hoca da:

- Veremem ipe un serdim! demiş.

Komşusu:

- Hocam, hiç ipe un serilir mi? demiş.

Hoca da:

- Gönlüm razı değilse vermeye, ipe un da serilir! demiş.

Oy ver:
loading
4(17 oy)

Bir gün Hoca, yol üstü bir hana inmiş. Nuh Nebi’den mi kalmış, Kalubela’dan mı? Her ne ise… Her tarafı delik deşik olmuş; adeta çökmeye bir başı kalmış. Hoca’nın yüreğine bir korkudur düşmüş ama ne desin? Nihayet bir söz arasında:

- Yahu, bu senin tavan da ne kadar gıcırdıyor be, beşik mi mübarek? diyecek olmuş...

Ama hancı baba hiç oralı olmamış; sözü şakaya boğarak:

- Ağzını hayra aç Hoca, bu gıcırtı beşik gıcırtısı değil; tavan tahtaları Hakk Teala’ya tespih çekiyor! demiş.

Hoca’nın közü küllenir mi? Gözlerini hancının gözüne dikerek:

Oy ver:
loading
4(39 oy)

Sayfalar