Nasreddin Hoca Fıkraları

Nasreddin Hoca karakteri kurnazlığı ve hazırcevaplığıyla meşhurdur. Ayrıca her fıkrası ayrı bir ibret kaynağı olup, çocukların zihinsel ve ahlaki yönden gelişmesi için tavsiye edilmektedir.

Nasreddin Hoca bir cimri tanıdığının evine gittiğinde tanıdığı ona bayat ekmek ile bir tabak bal ikram etmiş. Nasreddin Hoca bayat ekmeği dişi kesmeyince sinirinden balı kaşıkla yemeye başlamış. Ev sahibinin gözü yerinden oynamış:

- Aman efendim, bal ekmekle yenmez ise, insanın içini sıyırır! demiş.

Nasreddin Hoca hiç ses çıkarmadan balı bitirmiş ve:

- Kimin içinin sıyrıldığını Allah biliyor! demiş.

Oy ver:
loading
3.5(17 oy)

Hocanın bir gün subaşıya işi düşer. Adam haraç ve rüşvet yiyen birisidir. Hoca fakir, ne yapsın. Bir çömleğe toprak doldurur ve üstüne bal sıvar. Gitmiş işini görmüş, ilamını almış. Ertesi gün kapısında bir adam bitmiş:

- Hoca demiş, subaşı ilamda bir kusur etmiş. Geri istiyor...

Hoca yutar mı:

- Kusura bakmasın evlat, demiş. Kusur ilamda değil çömlekteydi!...

Oy ver:
loading
3.5(22 oy)

Nasrettin Hoca bir gün köyden şehre giderken yorulmuş tarlanın kenarındaki ceviz ağacının altında dinleneyim demiş. Şöyle bir etrafına bakınıp ağacın altına uzanmış. Ve şöyle düşünmüş:

- Ey Allah'ım gücüne sual olmaz amma, incecik kabak sapında kocaman kabak var, koskocaman ağaçta küçücük ceviz var, bu nasıl iş? deyip uykuya dalmış.

Ağaçtan bir ceviz hocanın kafasına düşüvermiş. Ve kafada ceviz büyüklüğünde bir şiş olmuş. Hoca hiddetle uyanmış ve:

- Yarabbi sen en iyisini bilirsin! demiş. Şimdi o kabak ağaçta olsaydı benim halim ne olurdu?

Oy ver:
loading
3.5(24 oy)

Küçük bir papağanın onbeş altına satıldığını gören Nasreddin Hoca, bir koşuda evine gidip kümesteki hindisini tutmuş. Apar topar pazara götürüp başlamış bağırmaya:

- Satılık hindii.... Satılık hindii.... Yirmi altına satılık hindi!

Şaşırmış pazardakiler.

- Yahu hocam, demişler. Bir hindinin yirmi altın ettiği nerede görülmüş.

- Ne olmuş? diye çıkışmış Hoca. Demin bir kuşu onbeş altına sattılar.

- Ama o papağandı, demişler. Tıpkı insan gibi konuşuyor o.

- Olsun! demiş Nasreddin Hoca. O konuşuyorsa bu da düşünür!...

Oy ver:
loading
3(18 oy)

Nasreddin Hoca Akşehir'de kadılık vazifesini yürütürken karşısına iki adam çıkmış. Birisi öteden beri cimriliği ile tanınmış bir aşçı, diğeri de boynu bükük bir fakir. Aşçı sözü almış:

- Hocam! demiş; ben bu adamdan davacıyım. Dükkanın önünde fasulye pişiriyordum. Tencerenin kenarından buğusu çıkıyordu yemeğin. Bu adam elinde somunla geldi. Kopardığı lokmaları yemeğin buğusuna tutup başladı atıştırmaya. Nihayet koca bir ekmeği bitirdi. Ondan fasulye buğusunun parasını istedim, vermedi.

Nasreddin Hoca anlatılanları dikkatlice dinledikten sonra fakire dönüp:

- Doğru mu bunlar? diye sormuş.

- Evet, demiş fakir adam.

- Öyleyse para kesesini çıkar bakalım.

Oy ver:
loading
3(22 oy)

Sayfalar