Okul Fıkraları

Okullar elbette ki ilim yuvalarıdır fakat kim demiş ilim içinde espri olmaz diye. Esasında okul fıkralarını besleyen en önemli konuların "Cehalet ve Tembellik" olduğunu da kabul etmek gerekir.

Ali hep parmak hesabı yapıyormuş. Bir gün hocası Aliye sormuş:

- İki artı iki kaç eder?

Ali hesaplayıp "Dört" demiş. Öğretmeni kızıp; Ali'ye ellerini cebine sokmasını söylemiş. Bu sefer yine sormuş:

- Altı artı beş kaç eder?

Ali hesaplayıp "On bir" demiş...

Oy ver:
loading
2(11 oy)

Öğretmen Ali'ye sordu:

- Oğlum dünyanın şekli nasıldır? Daire mi? Elips mi?

- Vallahi o kadarını bilmiyorum ama babam dünyanın karmakarışık olduğunu söylemişti hocam...

Oy ver:
loading
5(3 oy)

Minik kız elinde karnesiyle evden içeri girmiş. Karnesini babasına göstermiş. Babası bir bakmış bastan aşağı pekiyi, bir iki tane de iyi var, ama öğretmen karnenin altına şöyle bir not düşmüş: "Çok akıllı ve yetenekli bir çocuk fakat bir kusuru var, derste çok konuşuyor. Buna nasıl son verebileceğimiz hakkında fikirlerim var, en kısa zamanda siz velisiyle de paylaşmak istiyorum!" Baba bunun üzerine karneyi imzalamış ve öğretmenin görüşlerinin altına kendi de bir not düşmüş: "Lütfen paylaşalım! İşe yararsa, annesinde de aynı yöntemi uygularız!..."

Oy ver:
loading
4(39 oy)

Okulda dayak yiyen bir çocuk babasına öğretmenini şikayet eder. Babası:

- Oğlum! Dayak Cennetten çıkmıştır!

Deyince... Zeki çocuk şu karşılığı verir:

- Babacığım iyi bir şey olsaydı, cennetten çıkarılır mıydı?

Oy ver:
loading
4.5(7 oy)

Çocuk okula geç gelir. Öğretmen sorar neden geç kaldın. Çocuk:

- Yaşlı bir kadın parasını kaybetmişti.

Öğretmen:

- Aferin! Yaşlı insanlara yardım etmek güzel bir davranıştır. Peki kadın parasını buldu mu?

Çocuk:

- İşte ben de kadın gidene kadar bekledim o yüzden geç kaldım!...

Oy ver:
loading
3.5(39 oy)

Sayfalar