Okul Fıkraları

Okullar elbette ki ilim yuvalarıdır fakat kim demiş ilim içinde espri olmaz diye. Esasında okul fıkralarını besleyen en önemli konuların "Cehalet ve Tembellik" olduğunu da kabul etmek gerekir.

Tıp fakültesinde bir derste... Profesör uyuklamakta olan bir öğrenciyi ayağa kaldırıp sormuş:

- Söyle bakalım! demiş. Şuradaki kurbağanın kafasını kesesem ne olur?

Öğrenci düşünmeden cevap vermiş:

- Ölür hocam!

Hoca sinirlenmiş;

- Otur yerine!... demiş. Geçen derste de anlatmadım mı? Kurbağanın kafasını kesersen 24 saat daha yaşar!

Yerindeyken geçen derste hakikaten de bunların anlatıldığını anımsayan öğrenci, mahçup bir ses tonuyla:

- Hocam, siz ona yaşamak mı diyorsunuz?

Oy ver:
loading
4(4 oy)

Ali okula geç kalır. Öğretmen Ali'yi cezalandıracaktır. Ali'ye der ki:

- Soracağım soruyu bilirsen seni affedeceğim! Simdi söyle bakalım; çalmak fiilinin gelecek zamanı nedir?

Ali cin gibi atılır:

- Hapse girmektir öğretmenim!...

Oy ver:
loading
4(6 oy)

Türkçe dersinde yaşlıca öğretmen sordu:

- Ben güzelim, dediğim zaman bu hangi zaman formundadır?

- Geçmiş zaman öğretmenim!!!

Oy ver:
loading
4(43 oy)

Eve geldiğinde burnu kanıyordu. Meraklanan annesine:

- Okula hokkabaz geldi. Burnumdan üç tane demir ellibinlik çıkardı, dedi.

- Ama hokkabaz göz aldatır! Burun kanatmaz ki!

- Zaten burnumu hokkabaz kanatmadı ki! Başka para kalıp kalmadığını kontrol eden arkadaşlarım kanattı...

Oy ver:
loading
4(6 oy)

Küçük Temel, okul dönüşü annesine:

- Pugün öğretmen bir soru sordi, pir tek pen pildum!

- Aferun penum aslan uşağum, sori neyidu?

- Pizum evun adresi...

Oy ver:
loading
5(3 oy)

Sayfalar