Okul Fıkraları

Okullar elbette ki ilim yuvalarıdır fakat kim demiş ilim içinde espri olmaz diye. Esasında okul fıkralarını besleyen en önemli konuların "Cehalet ve Tembellik" olduğunu da kabul etmek gerekir.

Bir toprak ağası oğlunu üniversiteye göndermişti. Sene sonunda oğlu köyüne dönünce, merakla sordu baba:

- Oğlum kaçıncı oldun?

- İkinci, dedi delikanlı.

- Yazık emeklerime. Ben seni oraya birinci olasın diye göndermiştim.

İkinci yıl delikanlı çok daha fazla çalışır ve bu sefer gerçekten birinci olarak döner. Sonucu babasına söyleyince adam aksi aksi başını salladı ve hayıflanarak:

- Sen birinci oldun ha? Yazık!... Demek o üniversite de üniversitelikten çıktı ha!...

Oy ver:
loading
3.5(3 oy)

Öğretmen Ali'yi tahtaya kaldırmış. "Dünyamızın uydusu nedir?" diye sormuş. Ali düşünmüş bulamamış. Arkadaşı bir çimdik atmış. Ali: "Aaaaay" diye bağırmış. Öğretmeni: "Aferin yavrum, otur" demiş.

Oy ver:
loading
4.5(6 oy)

Saygıdeğer bir öğretmen bey, yazılı sırasında kompozisyon sorusunu veriyor: "Yaşamımızda isteyebileceğiniz en güzel şeyin ne olduğunu, yazınız!" Sınav kağıtları toplanıyor. Çok güzel yanıtlar var... Müzisyen olmaktan öğretmen olmaya, Avustralya'ya gitmekten, aya gitmeye kadar... Ancak bir öğrencinin, öğretmeni şaşkınlığa düşüren yanıtı şöyle:

- Benim istediğim en güzel şey, sevdiğim kadınla bir yatakta gecelemektir!

Öğretmen bey, bu yanıtı veren öğrenciye, ertesi sabah babasını da getirmesini söylüyor. Ancak ertesi sabah yalnız gelen öğrenci, durumu özetliyor:

Oy ver:
loading
3.5(3 oy)

Bir gün öğretmeni Kayserili öğrencisine sorar:

- Söyle evladım 2 kere 2 kaç eder?

- Hocam size kaç lazım?

Oy ver:
loading
3.5(23 oy)

Küçük Temel'e, öğretmeni sormuş:

- Kompozisyonun iyi ama Cemal'inkiyle kelimesi kelimesine aynı. Ne dersin bu işe?

- Cemal'inki de iyi derim!...

Oy ver:
loading
5(2 oy)

Sayfalar