Sarhoş Fıkraları

Adam çilingir sofrasında karısına sorar:

- Ya ayaklı limon olur mu?

Kadın kendi halinde bir ev hanımıdır.

- Yok olurmuymuş hiç ayaklı limon! der.

Adamın canı sıkılır.

- Hadi ya... Yine kanaryayı sıktık salataya!...

İki sarhoş yolda tartışıyorlarmış. Birisi ayı göstererek bu aydır; öbürü de güneştir diyormuş. Bunları gören Temel; bulaşmadan sıyrılmak istemiş ama nafile. Adamlar Temel'i tartaklayarak sormuş:

- Söyle lan bu ay mıdır güneş midir?

Temel cevaplamış:

- Vallahi... Ben buranın yabancısıyım!...

Sarhoşun biri, üst baş dağınık bir halde karakola gelir. Elindeki araba anahtarını göstererek komisere:

- Komiserim şu elimde gördüğünüz anahtar var ya... Onun üstünde az önce benim arabam vardı... Şimdi yok! Arabamı çalmışlar!

Komiser sarhoşu baştan ayağa süzer, sonra lafına başlar:

- Sen önce kendine bir çeki düzen ver bakayım. Şu haline bak! Devletin komiseri önüne; böyle fermuarı açık halde gelmeye utanmıyor musun?

Sarhoş, hemen fermuarını kontrol eder:

- Aha! Karıyı da çalmışlar!...

Bir genç berbere gider ve koltuğa yerleşir. Beş dakika sonra kendisini traş etmekte olan gencin tam sarhoş olduğunu farkeder... İyi kalpli adamın yüzü her yandan başlar kanamaya. Çok çekingen olmasına rağmen, yavaşça der:

- Görüyor musun, insan çok içince neler oluyor?

Berber yanıt verir:

- Ben de size tam bunu söyleyecektim! Deriyi sertleştiriyor!...

Kralın biri halkın gerçek düşüncelerini öğrenmek için kılık kıyafetini, degiştirip çarşıda dolaşıyordu. Derken bir bara girdi içkiyi fazla kaçırınca, kıyafet değiştirdiğini unutup, anlatmaya başladı:

- Siz ne sanıyorsunuz? Ben kralım, kral... Koca sarayım var benim... Tacımı bir görseniz... İstersem hepinizi...

Derken, garson gelmiş ve kralın önündeki içki şişesini almış:

- Yeter be arkadaşım, daha iki kadehte krallığını ilan ettin. Bir tane daha içersen, ya İsa olacaksın, ya da Tanrı!...