Asker Fıkraları

Askerlikteki disiplin ve rütbeler arası hiyerarşi asker fıkralarının ana malzeme kaynağıdır. Asker fıkralarının ana karakteri de hiyerarşinin en alt kademesi olan "er" rütbesidir. Asker fıkraları bazen de tarihi olayları konu edinir.

Yıllar önce İngiltere'de erler şemsiye kullanmazmış. Şemsiye taşıma hakkı sadece subaylara tanınıyormuş. O yıllarda bir gün genç teğmenlerden biri, koltuğunun altında bir şemsiye ile hızlı hızlı yürüyen eri görünce, beyninden vurulmuşa dönmüş. Eri çağırarak:

- Bu ne küstahlık, demiş.

Ve şemsiyeyi aldığı gibi dizinde iki parça etmiş.

- Bu sana bir ders olsun, bir daha böyle küstahlıklar yapma!

Neye uğradığını anlamayan er: "Başüstüne!" diyerek selamı çakmış ve şöyle sormuş:

Oy ver:
loading
4.5(2 oy)

İngiliz generali, çok genç bir subay olan oğlunu yanında yaver olarak almıştı. General oğlunu, yaşlı bir albaya emrini iletmesi için görevlendirildi. Genç subay, albayın yanına gittiğinde, biraz da acemilikle...

- Babam birliğinizi şu karşıki tepenin yamaçlarına çekmenizi söylüyor, efendim!

Oldukça şaşıran albay:

- Demek öyle söylüyor! Peki anneniz ne diyor?!...

Oy ver:
loading
1(1 oy)

Askeri birlikte teftiş için hazırlık yapılıyormuş. Bu arada bütün erlere birer diş fırçası dağıtılmış. Er Mehmet de fırçayı göğüs cebine yerleştirmiş. Kıtayı denetleyen komutan sıra Mehmet'e gelince, cebindeki fırçayı göstererek sormuş:

- Bu ne bu?...

- Teftiş fırçası komutanım!...

Oy ver:
loading
1.5(3 oy)

Savaşta komutan temeli yanına çağırır, "Oğlum" der, "Bak... Şu karşıdaki köprüyü görüyormusun? Şimdi oraya gizlice gidip düşman var mı tanklarımız arabalarımız piyadelerimiz, köprüden geçebilir mi diye bir keşif yapıp gel." diye emreder. Temel sürüne sürüne gider ve bir kaç saat sonra geriye döner, komutan sorar:

- Ne oldu oğlum düşman var mı, yok mu? Tanklarımız geçer mi oğlum?

- Geçer komutanım!

- Arabalarımız geçer mi oğlum?

- Geçer komutanım!

- Peki piyadelerimiz geçebilir mi oğlum?

- Geçemez komutanım!

- Neden geçemez oğlum?

Oy ver:
loading
1(2 oy)

Acemi er, levazım başçavuşuna yakınır:

- Başçavuşum, bize yemekte ördek böreği verdiler. Yemin ederim ki, içinde bir gram bile ördek eti yoktu. "O halde..." der ve devam eder başçavuş:

- Sen hiç asker bisküvisi yedin mi?

- Şey... Evet!... Yedim! Başçavuşum!

- İçinden hiç asker çıktı mı, ulan?

Oy ver:
loading
2(1 oy)

Sayfalar