Temel

Savaşta komutan temeli yanına çağırır, "Oğlum" der, "Bak... Şu karşıdaki köprüyü görüyormusun? Şimdi oraya gizlice gidip düşman var mı tanklarımız arabalarımız piyadelerimiz, köprüden geçebilir mi diye bir keşif yapıp gel." diye emreder. Temel sürüne sürüne gider ve bir kaç saat sonra geriye döner, komutan sorar:

- Ne oldu oğlum düşman var mı, yok mu? Tanklarımız geçer mi oğlum?

- Geçer komutanım!

- Arabalarımız geçer mi oğlum?

- Geçer komutanım!

- Peki piyadelerimiz geçebilir mi oğlum?

- Geçemez komutanım!

- Neden geçemez oğlum?

Oy ver:
loading
1(2 oy)

Temel at yarışı izlemek için gittiği Veli Efendi hipodrumunda kendisine favori bir at seçip yarış başlar başlamaz tezahurata başlar; "Hadi aslanım! Hadi koçum!". At liderliğe yükseldiğinde herkesin gözü Temel'dedir. Temel gururlanır, koltukları kabarır, tezahurata devam eder.

Son 100'de atlar artık Temel'in atını birer birer geçmeye başlarlar. Son düzlükte Temel'in atı son sıraya kadar gerilemiştir.

Oy ver:
loading
4(12 oy)

Polise trafik kazası olduğuna dair bir ihbar gelir. Trafik polisleri hemen olar yerine intikal eder. Kazanın muhattapları Temel ve Dursun'dur. Yalnız kaza alışıldık kazalara pek benzemez. Zira; iki tarafın arabasında da herhangi bir hasar yoktur. Yerde uzunca fren izleri... Hem Temel'in hem de Dursun'un ağzı yüzü kanlar içindedir.

Trafik polisleri olaya bir anlam veremeyip Temel'e sorarlar:

- Olay nasıl oldu?

Oy ver:
loading
4(17 oy)

Temel arkeoloji profesörüdür ve Amerika'da gerçekleşecek bir arkeoloji konferansına davet edilir. Konferansta İngiliz bir profesör anlatmaya başlar:

- Biz ülkemizde yaptığımız bir kazıda yerin 25 metre altında telefon kabloları bulduk. Demek ki; bizim atalarımız yıllar önce telefon kullanmışlar.

Sonra da Amerikalı bir profesör söz alır:

- Biz ülkemizde yaptığımız bir kazıda yerin 50 metre altında telefon kabloları bulduk. Demek ki; bizim atalarımız asırlar önce telefon kullanmışlar.

Söz sırası Temel'e geldiğinde; Temel başlar anlatmaya:

Oy ver:
loading
3.5(6 oy)

Temel ile Cemal bir gün Danimarka'ya gitmişler. Dolaşırken bir penguen bulmuşlar. Penguene bakmışlar, incelemişler, sevmişler ama bir türlü ne olduğunu anlayamamışlar. En sonunda yakınlarda geçen, oranın yerlisi birine:

- Piz ha bunu buraya pulduk. Ne pu? diye sormuşlar.

Danimarkalı onlara:

- Hayvanın penguen olduğunu ve onu hayvanat bahçesine götürmeleri gerektiğini söylemiş.

Oy ver:
loading
4(16 oy)

Sayfalar