tuvalet

Zengin Arap şeyhi, kâhyasıyla Paris'e gelmiş, sokakta geziyordu. Paris'in en büyük caddesinde yürürken sıkıştılar. Görünürde tuvalet yoktu. Şeyh daha fazla dayanamayacağını anlayınca, üstündekileri çıkarıp kâhyaya verdi. Caddenin kenarına eğildi. Oracıkta önemli gereksinimini giderdi. Tam o anda polis çıkıverdi karşılarına... Polis, şeyhe yaklaştı, hareketinin çok ayıp olduğunu, uygar bir kentin ortasında böyle bir işin yapılamıyacağını söyledi. Fransızca anlamadığını görünce, işaretle anlattı. Sonra makbuz defterini çıkardı. Yazdığı cezayı gösterdi: 100 Euro... Tuvalet hakkında devamını oku »

Sarhoşun biri, zil zurna kiliseden içeri girer. Sallana sallana günah çıkarma kabinine girer, biraz sonra papazın bölmesine vurur:

- Burada tuvalet kağıdı kalmamış, orada varsa uzatsana!...

Adam geç saatte zil zurna sarhoş eve geldi. Karısı uyuyordu. Tuvalet ihtiyacını giderdikten sonra karısının yanına geldi vekadını uyandırdı.

- Karıcığım!

- Ne var?

- Sen ne mükemmel bir kadınsın be, bir tanesin.

- Ne oldu gene?

- Ne olacak tuvaletimize o otomatik lambayı ne zaman taktırdın? Harika olmuş.

- Ne diyorsun sen ne lambası?

-Vallahi ne bileyim hayatım, tuvaletin kapısını açınca ışık yanıyor kapatınca sönüyor.

Bunu duyan kadın öfkeyle yerinden fırladı:

Adam zil zurna sarhoş umumi helaya girer ve işemek üzere pisuvara yanaşır. Aradan iki dakika geçer ve sarhoş yanındaki pisuvarda işeyen gence der ki:

- Birader bak bakalım elimde bir şey var mı?

Yandaki genç sarhoşun önüne doğru eğilir, bakar ve:

- Hayır ağabey, elinde bir şey yok! der.

Bunun üzerine sarhoş:

- Ulan desene iki dakikadır altımıza işiyoruz!...