Fıkralar

Fıkra; çeşitli ortamlarda, gülme-güldürme amaçlı anlatılan, kısa hikalerdir.

Sarhoşun biri geç saat loş bir caddede park halindeki araçların camlarını teker teker kırarak ilerliyor. Çevredeki evlerden inenler yakalıyorlar adamı, bakmışlar ki komşuları. Komşular:

- Be kardeşim neden kırıyorsun camları? demişler.

Sarhoş:

Oy ver:
loading
4(5 oy)

İki Kırşehir'li, Ankara'ya düğüne gitmişler. Tabii ki gece yarılarına kadar içmişler zil zurna sarhoşlar. Sabaha karşı geri dönmeye karar vermişler. Ankara çıkışında trafik polisi çevirme yapıyormuş. Bunlarıda çevirmişler. Polis ehliyet ruhsat sormuş, bunlar hemen vermişler. Ama acayip içki kokuyorlar. Polis:

- Size ceza keseceğim! demiş.

Polis, bunların bilinçlerinin hala açık olup olmadığını anlamak için sormuş:

Oy ver:
loading
4(17 oy)

Sarhoşun biri sabaha karşı zil zurna evine dönmüş kapının önünde gürültülü bir şekilde kapıyı açmaya çalışıyordu. Gürültüye uyanan karısı camdan başını çıkartıp bağırdı:

- Al hınzır herif! Al anahtarı atıyorum, gürültü etme de gir içeri kahrolası!

- Karıcığım... dedi sarhoş; Bende anahtar var mümkünse sen bana anahtar deliğini at!...

Oy ver:
loading
5(3 oy)

İki Alman; Karl ve Hans, Türkler'in neden bu kadar rakıya düşkün olduklarını ve içerken ne hissettiklerini merak etmektedirler. Konuyu araştırmak için İstanbul'a gelirler. Bir meyhane seçerek içeri girerler. Acemice etrafa bakındıktan sonra bir masaya oturarak yan masadakilerin söylediklerinin aynısını sipariş edip başlarlar mezeler eşliğinde içmeye... İlk kadehler bittikten sonra Hans, Karl'a sorar:

- Ne hissediyorsun?

- Daha bir şey anlamadım. Devam edelim.

İkinci kadehten sonra Karl, Hans'a:

- Nasıl gidiyor. Değişiklik var mı?

Oy ver:
loading
2.5(3 oy)

Binbaşı çölün ortasındaki kaleye komutan olarak tayin olur. Gelir gelmez tüm askeri toplayarak onlarla tanışır ve kalede yaşamın nasıl olduğunu, günlerin nasıl geçeceğini anlamaya çalışır. Her şey iyidir de kadınsız ne yapacağını bir türlü kestirememektedir. Günler aylar geçer artık komutanın dayanacak hali kalmamıştır. Postasını yanına çağırır ve seks ihtiyaçlarını nasıl karşıladıklarını sorar. Postasıda mahçup bir ifadeyle kalenin surları üzerinden 200 metre ileride beklemekte olan deveyi gösterir. Komutan şaşırır ve kesinlikle böyle bir şey yapamayacağını içinden geçirir.

Oy ver:
loading
4.5(8 oy)

Sayfalar