Fıkralar

Fıkra; çeşitli ortamlarda, gülme-güldürme amaçlı anlatılan, kısa hikalerdir.

Adamın biri evlenmeye karar vermiş ama yaşı 75. Kız da 22'lik fıstık gibi hatun. Çocukları, torunları evlenmesin diye durmadan ikna etmeye çalışıyorlarmış: "Babacığım bak yaşın ilerledi. Kalbin dayanmaz!" demişler ama nafile... Neyse, adam kimseyi dinlememiş ve kızla evlenmişler. Gerdek gecesi olmuş, sabah olmuş, oğlu kapıda bekliyor, yeni evliler hala içeride. Aradan birkaç saat geçtikten sonra kız bitkin bir vaziyette dışarıya çıkmış ve yaşlı adamın oğlu hemen endişe ile sormuş:

Oy ver:
loading
3.5(7 oy)

Okuldan bir gözü mor olarak dönünce, annesi telaşlandı:

- Oğlum ne oldu gözüne? Düştün mü yoksa?

- Hayır, düşmedim! Arkadaşım Orhan'la dövüştük. Ben de yarın onun gözünü şişireceğim!

Annesi yatıştırmaya çalıştı:

- Sakın ha! Dövüşmek iyi birşey değil. Ben sana yarın pasta çörek vereyim. Arkadaşına da ver, barışın! Güzel güzel oynayın olmaz mı?

- Olur anneciğim, barışırız.

Ertesi gün, çocuk öteki gözü de morarmış olarak döndü. Annesi merakla sordu:

- Yine ne oldu?

- Arkadaşım yaptı, daha çok pasta, çörek istiyor!

Oy ver:
loading
3.5(7 oy)

Deliler hastanesinde taburcu günüymüş. Doktorlar oda oda gezip hastaları kontrol ediyorlarmış. Bir odaya girdiklerinde bakmışlar ki bütün hepsi zıplıyor, sadece bir tanesi yere çömelmiş oturuyor. Herhalde sadece oturan akıllanmıştır biz onu taburcu edelim deyip yanlarına gitmişler. Doktor zıplayanlardan birine sormuş:

- Sen neden zıplıyorsun?

Deli demiş ki:

- Ben mısırım patlıyorum!

Doktor onlardan ümidi kesmiş ve bu sefer de oturana sormuş:

- Peki sen neden oturuyorsun?

O da doktora:

- Ben tavaya yapıştım!!!

Oy ver:
loading
3.5(7 oy)

Lunaparkta bir yarışma; tüfekle turnayı gözünden vuran hediye kazanıyor. Bir adam geliyor. Dili dönmez sarhoş bir durumda olduğu her halinden belli, sormuş:

- Deneyebilir miyim?

İşletmeci:

- Kardeşim git işine, gerçek kurşun, sarhoşsun, elinden kaza çıkacak!

Oy ver:
loading
3.5(7 oy)

Bir gün Cennet'in kapıları şiddetle vurulmuş: "Güm!... Güm!... Güm!...". İçeriden seslenmişler:

- Kim o?

Dışarıdan gök gürültüsü gibi bir ses:

- Biz İstanbul'u fetheden Fatih'in yiğitleriyiz!

İçeriden hoş geldiniz diyerek kapılar ardına kadar açılmış ve yiğitleri içeriye buyur etmişler. Her şey çok güzel gidiyormuş. Ta ki, 40 yıl geçinceye kadar. Bir gün kapılar yine şiddetle çalınmış: "Güm!... Güm!... Güm!...". İçeriden sormuşlar:

Oy ver:
loading
3.5(61 oy)

Sayfalar